BM’den “Derhal Tahliye” Kararı: Akın Öztürk’ten 9 Yıl Sonra Çarpıcı Çağrı


Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, 9 yıldır süren davada son duruşmada dikkat çekici açıklamalarda bulunarak, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler’i mahkemede tanıklığa çağırdı.

Gergerlioğlu’ndan Gündem Yaratan Yayın
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendi YouTube kanalı ÖFG TV’de yayınlanan programında, davaya ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Programın konukları ise Öztürk’ün avukatları Özlem Barıner ve Dilara Yılmaz oldu.

Gergerlioğlu, davanın yalnızca bir yargılama süreci olmadığını, Türkiye’de adaletin işleyişine dair kritik bir sınav niteliği taşıdığını belirtti.

“Darbeci Değilim, Hulusi Akar ve Yaşar Güler Mahkemeye Gelsin”
Son duruşmada söz alan Akın Öztürk, hakkındaki suçlamaları reddederek şu ifadeleri kullandı:

“Bırakın darbenin bir numarası olmayı, darbeci bile değilim. Darbe gecesi sabaha kadar Hulusi Akar ile beraberdik. Ertesi gün ben vatan haini ilan edildim, o kahraman oldu. Bu nasıl bir çelişki? Akar ve Güler gelsin, mahkemede her şeyi anlatsınlar.”

Öztürk, darbe gecesi Akıncı Üssü’nde Akar’ın talimatıyla darbecileri ikna etmeye çalıştığını, sabaha kadar birlikte hareket ettiklerini savundu.

BM’den Kritik Karar: “Masumiyet ve Derhal Tahliye”
Avukatlar Barıner ve Yılmaz, davada müvekkillerini suçlayan somut bir delil olmadığını, aksine beraatini gerektiren pek çok kanıtın göz ardı edildiğini vurguladı.

BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun 2024 Ağustos’unda aldığı kararla, Öztürk’ün “hiçbir geçerli delil olmadan özgürlüğünden yoksun bırakıldığı” tespit edildi. Kararda, Öztürk’ün derhal tahliye edilmesi, tazminat ödenmesi ve sorumlular hakkında soruşturma açılması istendi.

Av. Özlem Barıner, bu kararın yalnızca Akın Öztürk için değil, Türkiye’de hukuk devleti açısından da dönüm noktası olduğunu söyledi:

“BM kararı, hukukun üstünlüğü adına büyük bir fırsattır. Ancak bu karar maalesef medyada görmezden gelinmiştir.”

İşkence İddiaları ve Görmezden Gelinen Tanıklar
Avukatlar, Öztürk’ün gözaltı sürecinde ağır işkencelere maruz kaldığını, buna dair adli raporlar ve tanık beyanlarının dosyada mevcut olduğunu ancak yargı makamlarının bu iddiaları dikkate almadığını hatırlattı. Ayrıca, darbe gecesine ilişkin kritik kamera kayıtlarının da savunmaya verilmediğini dile getirdiler.

Davutoğlu’ndan Dikkat Çeken Açıklamalar
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Halk TV’de yaptığı açıklamalar da gündemdeki tartışmayı güçlendirdi. Davutoğlu, 15 Temmuz gecesine dair ifadelerinde Öztürk’ün beyanlarını destekleyen değerlendirmelerde bulundu:

“Darbeci mi gelir bir yere? Orada ya o ölür ya darbeci ölür. Genelkurmay Başkanlığı budur. Başbakanlık budur. Başbakansın, bunu biliyorsun ama gidip Ilgaz Tüneli’nde geceliyorsun.”

Bu sözler, davanın seyrine ilişkin kamuoyunda yeni tartışmalar başlattı.

“Benim Derim Çıkmak Değil, Hakikat Ortaya Çıksın”
Av. Dilara Yılmaz ise Öztürk’ün duruşmada yaptığı çarpıcı açıklamaları aktardı:

“Benim çıkmak gibi bir derdim yok. En çok genç teğmenlere üzülüyorum, onlar çıksın. Benim tek isteğim, hakikatin ortaya çıkması.”

Dava 17 Eylül’de Devam Edecek
Genelkurmay Çatı Davası, 17 Eylül 2025’te Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülecek.

Gergerlioğlu, programda yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

“Delilsiz insanları bir numara ilan etmek kolay değil. BM’nin net kararları var. Kamuoyu bu gerçeği görmeli, medya da artık güce boyun eğmemeli.”