CHP BURDUR MİLLETVEKİLİ DR. MEHMET GÖKER’İN DÜNYA SÜT GÜNÜ MESAJI

SAĞLIK 21.05.2020 - 17:13, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4022+ kez okundu.
 

CHP BURDUR MİLLETVEKİLİ DR. MEHMET GÖKER’İN DÜNYA SÜT GÜNÜ MESAJI

Çocukların gelişimi ve sağlığı için vazgeçilmez bir besin olan süt ve süt mamulleri, özellikle çocuklarımız açısından son derece önemli bir yere sahiptir.
Süt üretiminin ve hayvancılığın birbirleriyle bağlantılı olduğu düşünülürse, ülkemizde hayvancılığı bitiren politikalar süt sektörünü de krize sokmuştur. Hayvancılık sektörünün en temel ürünlerinden biri olan sütte son dönemlerde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların en önemlisi, çiğ süte verilen fiyatın maliyetlerin altında belirlenmesi sonucunda süt üreticilerinin karşı karşıya kaldığı mağduriyettir. Ulusal Süt Konseyi son aldığı kararla 15 Kasım 2019 – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında çiğ süt için referans fiyatını litre başına 2,30 lira olarak belirlemiştir. Bununla birlikte, çiğ sütün litre maliyetinin 2 lira 30 kuruşun çok üzerinde olduğu ve çiğ sütün referans fiyatının maliyetleri karşılamaya dahi yetmediği ortadadır. Daha Haziran ayı bile gelmeden maliyetler nedeniyle sıkıntıya düşen süt üreticilerimiz sene sonuna kadar belirlenen 2 lira 30 kuruş olan çiğ süt referans fiyatına zam yapılmasını beklemektedir. Bilindiği üzere hayvancılık işletmelerinin en büyük giderini yem maliyetleri oluşturmaktadır. Hayvancılığın bazı dallarında yem giderleri toplam işletme giderlerinin yaklaşık yüzde 70 ine kadar ulaşmaktadır. Ülkemiz, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ve ürettiklerini ihraç edebilir durumdayken, yanlış politikalar sonucunda dışa bağımlı hâle gelmiştir. On yedi yılı geçkin AKP iktidarı döneminde uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle çiftçilerimiz toprağa küstürülmüş, yerli üretici, çiftçi ve besici korunmamıştır. COVİD-19 salgını ile uğraştığımız bu şartlar altında çiftçinin borca değil desteğe ihtiyacı vardır. Mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem almakta zorlanan çiftçinin geçmiş kredilerini faiziyle ertelemek çözüm değildir. Çiftçinin gerçekten doğru düzgün işleyen bir nakit desteğine ihtiyacı vardır. Burdur’da 2020 yılının başında 75 liraya satılan bir çuval yem şu anda 95 ile 100 lira arasında satılmaktadır. Samanın tonu 1.250 lira ile 1.350 lira arasında satılmakta ve köylüden hasat zamanı 1.050 liraya alınan arpa, hayvan yemi olarak 1.850 liraya besiciye satılmaktadır. Diğer taraftan üreticimiz bir şekilde sütünü satsa bile bedelini zamanında alamadığı için yine sıkıntıdadır. Buna ek olarak bazı firmalarsa, “yemimi almazsan sütünü almam” baskısıyla yem almayı adeta zorunlu bir hale getirmişlerdir. Üstelik verilen yemin kalitesi ve içeriği konusunda süt üreticilerinin ciddi endişeleri ve şikâyetleri bulunmaktadır. Bu sarmaldan çıkmak için; · Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da yerli üretim desteklenmeli ve acil eylem planı bir an önce açıklanmalıdır. · Her türlü hayvan ithalatı yasaklanmalı ve yerli üreticiyi korumak açısından belli miktarlarda Gümrük Vergisi konmalıdır. · Hayvancılığın en büyük sorunu olan Et-süt-yem paritesi belli kurallara bağlanmalı ve bu konuda bir mevzuat oluşturulmalıdır. · Yem bitkilerinin üretiminin arttırılması için Bakanlık tarafından çalışmalar yapılmalıdır. · Süt üreticilerimizin yem fiyatlarında yaşanan artışlardan ve diğer girdi maliyetlerinden korunmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Sonuç olarak Dünya Süt Günü’nde ülkemizde yaşanan tablo iç açıcı değildir. Sağlıklı bir toplumun şartı ülkemizde kişi başına düşen süt tüketiminin arttırılmasından geçmektedir. Ancak ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler ülkemizde süt üretimini ve süt tüketimini olumsuz biçimde etkilemektedir.  
Çocukların gelişimi ve sağlığı için vazgeçilmez bir besin olan süt ve süt mamulleri, özellikle çocuklarımız açısından son derece önemli bir yere sahiptir.

Süt üretiminin ve hayvancılığın birbirleriyle bağlantılı olduğu düşünülürse, ülkemizde hayvancılığı bitiren politikalar süt sektörünü de krize sokmuştur. Hayvancılık sektörünün en temel ürünlerinden biri olan sütte son dönemlerde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların en önemlisi, çiğ süte verilen fiyatın maliyetlerin altında belirlenmesi sonucunda süt üreticilerinin karşı karşıya kaldığı mağduriyettir. Ulusal Süt Konseyi son aldığı kararla 15 Kasım 2019 – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında çiğ süt için referans fiyatını litre başına 2,30 lira olarak belirlemiştir. Bununla birlikte, çiğ sütün litre maliyetinin 2 lira 30 kuruşun çok üzerinde olduğu ve çiğ sütün referans fiyatının maliyetleri karşılamaya dahi yetmediği ortadadır.

Daha Haziran ayı bile gelmeden maliyetler nedeniyle sıkıntıya düşen süt üreticilerimiz sene sonuna kadar belirlenen 2 lira 30 kuruş olan çiğ süt referans fiyatına zam yapılmasını beklemektedir. Bilindiği üzere hayvancılık işletmelerinin en büyük giderini yem maliyetleri oluşturmaktadır. Hayvancılığın bazı dallarında yem giderleri toplam işletme giderlerinin yaklaşık yüzde 70 ine kadar ulaşmaktadır.

Ülkemiz, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten ve ürettiklerini ihraç edebilir durumdayken, yanlış politikalar sonucunda dışa bağımlı hâle gelmiştir. On yedi yılı geçkin AKP iktidarı döneminde uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle çiftçilerimiz toprağa küstürülmüş, yerli üretici, çiftçi ve besici korunmamıştır.

COVİD-19 salgını ile uğraştığımız bu şartlar altında çiftçinin borca değil desteğe ihtiyacı vardır. Mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem almakta zorlanan çiftçinin geçmiş kredilerini faiziyle ertelemek çözüm değildir.

Çiftçinin gerçekten doğru düzgün işleyen bir nakit desteğine ihtiyacı vardır.

Burdur’da 2020 yılının başında 75 liraya satılan bir çuval yem şu anda 95 ile 100 lira arasında satılmaktadır. Samanın tonu 1.250 lira ile 1.350 lira arasında satılmakta ve köylüden hasat zamanı 1.050 liraya alınan arpa, hayvan yemi olarak 1.850 liraya besiciye satılmaktadır.

Diğer taraftan üreticimiz bir şekilde sütünü satsa bile bedelini zamanında alamadığı için yine sıkıntıdadır. Buna ek olarak bazı firmalarsa, “yemimi almazsan sütünü almam” baskısıyla yem almayı adeta zorunlu bir hale getirmişlerdir. Üstelik verilen yemin kalitesi ve içeriği konusunda süt üreticilerinin ciddi endişeleri ve şikâyetleri bulunmaktadır.

Bu sarmaldan çıkmak için;

· Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da yerli üretim desteklenmeli ve acil eylem planı bir an önce açıklanmalıdır.

· Her türlü hayvan ithalatı yasaklanmalı ve yerli üreticiyi korumak açısından belli miktarlarda Gümrük Vergisi konmalıdır.

· Hayvancılığın en büyük sorunu olan Et-süt-yem paritesi belli kurallara bağlanmalı ve bu konuda bir mevzuat oluşturulmalıdır.

· Yem bitkilerinin üretiminin arttırılması için Bakanlık tarafından çalışmalar yapılmalıdır.

· Süt üreticilerimizin yem fiyatlarında yaşanan artışlardan ve diğer girdi maliyetlerinden korunmasına yönelik tedbirler alınmalıdır.

Sonuç olarak Dünya Süt Günü’nde ülkemizde yaşanan tablo iç açıcı değildir. Sağlıklı bir toplumun şartı ülkemizde kişi başına düşen süt tüketiminin arttırılmasından geçmektedir. Ancak ekonomide yaşanan olumsuz gelişmeler ülkemizde süt üretimini ve süt tüketimini olumsuz biçimde etkilemektedir.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.