Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

TURİZM CAN ÇEKİŞİYOR

Turizm ülkemizin bacasız sanayisi can çekişiyor. Bazılarınız, “Oh olsun yurt dışından gelen turistlere sundukları hizmetleri, yerli müşterilerine aynı fiyatla sunmuyorlardı.” Diyorsunuz. Biliyorum ama kendinize de beddua ettiğinizin farkında bile değilsiniz. “Nasıl yani, onların işlerinin bozuk olmasının bana ne zararı olabilir ki? Dediğinizi de duyuyorum. Ey benim ne dediğini bilmeyen cahil vatandaşım. Ey benim başkasına acımadığında kendisi acınacak duruma gelen hem şehrim. Yurda giren her turist, tatil köylerinde, otellerde bulunduğu süre içinde; yer, içer, alışveriş eder, para harcar. O paranın adına da döviz denir. O dövizler o otel sahiplerinin cebinde kalmaz. Gıda olarak üreticimizden alınanın karşılığı olarak ödenir. Köylümüzün ürettiği ürünlerin bedeli olarak köylümüze döner. El emeği göz nuru, el sanatlarını imal edenlerin alın teri olarak ödenir. Tekstilcisinden tarımla uğraşanına, sanayicisinden oto kiralayanına, hediyelik eşyacısından takı üreticisine kadar ulaşır.  Binlerce işsizimiz tatil merkezlerinde iş bulurlar. Yani senin kendine zarar vermeyeceğini zannettiğin, turizmin çökme noktasına gelmesi, çocuğunun ya da torununun işsiz kalması demektir. Hava yollarının çalışmaması demektir. Üretenlerin ürünlerinin para etmemesi demektir. Komşunun aç kalması demektir. Gönül isterdi sanayi ve teknoloji yönünden çok gelişmiş olalım ve turizm gelirlerine ihtiyacımız olmasın ama bu mümkün değil günümüzde. Hem sanayimiz iyi olacak. Hem tarımımız iyi olacak. Hem hayvancılığımız iyi olacak. Hem de turizmimiz iyi olmak zorunda. Bütün iş kolları bir ailenin fertleri gibi birbirlerini tamamlayan ve muhtaç olan kollardır. Şimdi isterseniz son günlerde tarım ürünlerimizin para etmeyişini bir inceleyelim. Birinci sebep bütün komşularımızla kavgalıyız ve bu ürünlerimizi rahatça pazarlayamıyoruz. İhracatımız durma noktasında. İkinci sebep, en büyük tarım ürünleri ve gıda tüketicisi otellerimiz tatil köylerimizin çalışmamasıdır. Endişelerinden dolayı bu ürünlerimizin bağlantılarını önceden yapamayan otellerimiz ve tatil köylerimiz, köylümüzün ürünlerinin ellerinde kalmasının başlıca sebeplerinden biridir. Geçen yıllarda sezonluk işçi ve eleman sözleşmeleri yapan turizm sektörümüz, bu bağlamda eleman alımlarını da yapmamışlardır. Görüyor musunuz turizm sektörümüzün can çekişmesinin nelere nasıl sebep olduklarını. Biliyor musunuz, otellerimizin neredeyse yarısı satılığa çıkmış durumda. Şimdi ne yapmak lazım? Turizmi kurtarmak için ve ülke ekonomisine katkısını yeniden sağlamak için? Yarından tezi yok bu turizm işletmelerimize sıfır faizli uzun vadeli yeni krediler vermek zorundayız. Nasıl olsa otellerini teminat olarak gösterebilirler. Diğer yandan, hemen ülkemde barış ve huzur ortamını yeniden sağlamak zorundayız. Nerede ne zaman patlamanın olacağı korkusu yaşanan bir ülkede, turist değil, vatandaşımız rahat gezemez. Kalabalık yerlere giremez. Ülkemde barış ve huzur önce insanımıza, sonrada bütün dünya vatandaşlarına sunulmak zorundadır. Ülkemizde turizmin bitmesi demek sadece ekonomik kazancın bitmesi demek değil, Dünyaya açılan gözümüzün çıkarılması, onlara uzatılan elin kırılması, dünya ile ülkemizin arasına Çin Seti’nin örülmesi demektir. Bu da onarılması çok güç bir yıkım demektir.  Saygılarımla.                                       Mehmet Kızılaslan 2016-05-26  
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2016 - Cuma

TURİZM CAN ÇEKİŞİYOR

Turizm ülkemizin bacasız sanayisi can çekişiyor. Bazılarınız, “Oh olsun yurt dışından gelen turistlere sundukları hizmetleri, yerli müşterilerine aynı fiyatla sunmuyorlardı.” Diyorsunuz. Biliyorum ama kendinize de beddua ettiğinizin farkında bile değilsiniz.

“Nasıl yani, onların işlerinin bozuk olmasının bana ne zararı olabilir ki? Dediğinizi de duyuyorum.

Ey benim ne dediğini bilmeyen cahil vatandaşım. Ey benim başkasına acımadığında kendisi acınacak duruma gelen hem şehrim. Yurda giren her turist, tatil köylerinde, otellerde bulunduğu süre içinde; yer, içer, alışveriş eder, para harcar. O paranın adına da döviz denir.

O dövizler o otel sahiplerinin cebinde kalmaz. Gıda olarak üreticimizden alınanın karşılığı olarak ödenir. Köylümüzün ürettiği ürünlerin bedeli olarak köylümüze döner. El emeği göz nuru, el sanatlarını imal edenlerin alın teri olarak ödenir. Tekstilcisinden tarımla uğraşanına, sanayicisinden oto kiralayanına, hediyelik eşyacısından takı üreticisine kadar ulaşır.

 Binlerce işsizimiz tatil merkezlerinde iş bulurlar. Yani senin kendine zarar vermeyeceğini zannettiğin, turizmin çökme noktasına gelmesi, çocuğunun ya da torununun işsiz kalması demektir. Hava yollarının çalışmaması demektir. Üretenlerin ürünlerinin para etmemesi demektir. Komşunun aç kalması demektir.

Gönül isterdi sanayi ve teknoloji yönünden çok gelişmiş olalım ve turizm gelirlerine ihtiyacımız olmasın ama bu mümkün değil günümüzde.

Hem sanayimiz iyi olacak. Hem tarımımız iyi olacak. Hem hayvancılığımız iyi olacak. Hem de turizmimiz iyi olmak zorunda. Bütün iş kolları bir ailenin fertleri gibi birbirlerini tamamlayan ve muhtaç olan kollardır.

Şimdi isterseniz son günlerde tarım ürünlerimizin para etmeyişini bir inceleyelim. Birinci sebep bütün komşularımızla kavgalıyız ve bu ürünlerimizi rahatça pazarlayamıyoruz. İhracatımız durma noktasında.

İkinci sebep, en büyük tarım ürünleri ve gıda tüketicisi otellerimiz tatil köylerimizin çalışmamasıdır. Endişelerinden dolayı bu ürünlerimizin bağlantılarını önceden yapamayan otellerimiz ve tatil köylerimiz, köylümüzün ürünlerinin ellerinde kalmasının başlıca sebeplerinden biridir.

Geçen yıllarda sezonluk işçi ve eleman sözleşmeleri yapan turizm sektörümüz, bu bağlamda eleman alımlarını da yapmamışlardır.

Görüyor musunuz turizm sektörümüzün can çekişmesinin nelere nasıl sebep olduklarını. Biliyor musunuz, otellerimizin neredeyse yarısı satılığa çıkmış durumda.

Şimdi ne yapmak lazım?

Turizmi kurtarmak için ve ülke ekonomisine katkısını yeniden sağlamak için?

Yarından tezi yok bu turizm işletmelerimize sıfır faizli uzun vadeli yeni krediler vermek zorundayız. Nasıl olsa otellerini teminat olarak gösterebilirler.

Diğer yandan, hemen ülkemde barış ve huzur ortamını yeniden sağlamak zorundayız. Nerede ne zaman patlamanın olacağı korkusu yaşanan bir ülkede, turist değil, vatandaşımız rahat gezemez. Kalabalık yerlere giremez.

Ülkemde barış ve huzur önce insanımıza, sonrada bütün dünya vatandaşlarına sunulmak zorundadır.

Ülkemizde turizmin bitmesi demek sadece ekonomik kazancın bitmesi demek değil, Dünyaya açılan gözümüzün çıkarılması, onlara uzatılan elin kırılması, dünya ile ülkemizin arasına Çin Seti’nin örülmesi demektir. Bu da onarılması çok güç bir yıkım demektir.  Saygılarımla.                                       Mehmet Kızılaslan 2016-05-26

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.