Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

ABİLER,ABLALAR..

“Bir musluk bir havuzu tek basına 4 saatte doldururken, havuzun dibinde bu havuzun tamamını tek basına 12 saatte bosaltabilen bir musluk vardır. İki musluk birlikte açılırsa bos havuz kaç saatte dolar? Dolduktan sonra kaç kişi dolan havuzu kısa zamanda boşaltabilir?” Yani havuzdaki paracıkları kısa zamanda kaç kişi yürütebilir? Saygıdeğer okuyucular, Bu havuz problemlerini bilirsiniz. İnsanı doğduğunu bin pişman eden problemlerdi. Çocukluğumdan beri beyinlerimizi uyuşturan görüntü.. Ben hiç bu havuz problemlerini çözemezdim. Ancak zorla dayatma eğitimle, Amerikan eğitim sistemiyle insanın, gencecik beyinlerini, dünyasını karartan bu problemlerdi. 80 Yıldır bunlar öğretildi. Bol bol banka soyguncusu, üç kağıtçı insanların Türkiye’mizin öz kaynakları bütçesi, bankaları, soyulmasını sağladı. Okullarda dayatılan havuz problemleri soyguncu, kendi ülkesinin bütçesini çalan çırpan insanlar yetiştirmeye başladı. Kısacası asil devletimizin bütçeleriyle dolan kasalar yani havuzlar, alttan gider musluklarıyla 80 yıldır havuz problem leriyle yetiştirilmiş insanlarca boşaltıldığını, onlarca banka mızın battığını, sermayelerini kediye yüklediklerini bilirsiniz. Böyle bir eğitim sistemini hala kaldırıp yerine bir Kore, bir Hint, bir Japon veya Singapur eğitim sistemini koyalım.. Geçen günü yine Milli Eğitim Bakanlığı ezberci eğitim sistemini, (havuz problemli) ezberci, kurnaz insan yetiştiren eğitim-öğretim müftedatını malesef bu iktidar da değiştiremedi. Ezberci eğitim sistemi devam etmekte. Elin ülkelerini gezdim, geziyorum. Eğitim sistemlerini gözlerimle okullarda uygulanış biçimini gördüm. Avustralya, Güney Kore, Hint ülkesinde bile ilkokuldan üniversitesine kadar, bir birine bağlı eğitim sistemlerinde ezbercilik yok! İlkokul öğrencisi oyuncak projeleri, planları yapıyor. Sırada, masasında, planlayıp örnek bir işi yapıp atölyede üretiyor. Dedikodu yapmaya, kavga etmeye, sigara içmeye zamanları yok öğrencilerin. Öğrenci-sanayi kurulundan geçerse; projelendirdikleri işi üretime geçirtiyorlar.. Üreten öğrenci para kazanıyor. Devlet üretilen elektronik üretimlerini dünya ya satıyor. Bir koşturmaca gidiyor. Arı gibi, karınca gibiler.. Ufacık öğrencinin ürettiği telefon kılıfları veya aksesuarlar bizlere kadar geliyor. Lise ve üniversite öğrencileri ise; telefon, bilgisayar, robot , her türlü otomobil parçası veya güneş paneli, rüzgar pervanesi, uçak parçası..aklınıza ne gelirse; üretiyorlar, üretiyorlar.. Eğitim sistemlerini değiştirmişler. Amerikan sistemi havuz problemli ezbere eğitim sistemini yırtıp atmışlar.. Biz yırtıp atamadık. Milli eğitimimiz dün Feto’ nun elindeydi. Yarın hangi hokkabaz cemaatçinin, düzenbaz ın eline geçeceği belli değil. Osmanlıdaki cemaat sitemi olsa; şapkamı çıkarırım. Nerde.. Yarın Feto gibi çevremizdeki herangi bir din simsarı kuruluş unun Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bayrak açmayacak larına kim garenti edebilir ki.. Eğitim sistemimiz ezbere değil de; çok bilen değil; üreten, planlayan, namuslu, dinine, geleneksel aile eğitim ahlâkına dayalı Kore tipi bir eğitim sistemine hemen geçmeliyiz. O zaman ne Feto ne de başka bir din tüccarı veya bölücü, ayrılıkçı simsarlar eğitimizle asla oynayamazlar.. Yoksa; havuz problemleriyle örülü Amerikan sistemli eğitim sistemi; yine devletin vergilerle dodurulmuş havuzlarındaki paracıkları alttan muslukları açıp boşaltan insan yetiştirir. Ağabey’ li, Abla’lı Feto tipi eğitimi bırakıp; Hint, Japon, Güney Kore , Avustralya tipi bir eğitim müfredatına hemen geçmeliyiz..Bayram AYGÜN-AKDENİZ-2017
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2017 - Pazar

ABİLER,ABLALAR..

“Bir musluk bir havuzu tek basına 4 saatte doldururken, havuzun dibinde bu havuzun tamamını tek basına 12 saatte bosaltabilen bir musluk vardır. İki musluk birlikte açılırsa bos havuz kaç saatte dolar? Dolduktan sonra kaç kişi dolan havuzu kısa zamanda boşaltabilir?”

Yani havuzdaki paracıkları kısa zamanda kaç kişi yürütebilir?

Saygıdeğer okuyucular, Bu havuz problemlerini bilirsiniz. İnsanı doğduğunu bin pişman eden problemlerdi. Çocukluğumdan beri beyinlerimizi uyuşturan görüntü..

Ben hiç bu havuz problemlerini çözemezdim. Ancak zorla dayatma eğitimle, Amerikan eğitim sistemiyle insanın, gencecik beyinlerini, dünyasını karartan bu problemlerdi.

80 Yıldır bunlar öğretildi. Bol bol banka soyguncusu, üç kağıtçı insanların Türkiye’mizin öz kaynakları bütçesi, bankaları, soyulmasını sağladı. Okullarda dayatılan havuz problemleri soyguncu, kendi ülkesinin bütçesini çalan çırpan insanlar yetiştirmeye başladı.

Kısacası asil devletimizin bütçeleriyle dolan kasalar yani havuzlar, alttan gider musluklarıyla 80 yıldır havuz problem leriyle yetiştirilmiş insanlarca boşaltıldığını, onlarca banka mızın battığını, sermayelerini kediye yüklediklerini bilirsiniz.

Böyle bir eğitim sistemini hala kaldırıp yerine bir Kore, bir Hint, bir Japon veya Singapur eğitim sistemini koyalım.. Geçen günü yine Milli Eğitim Bakanlığı ezberci eğitim sistemini, (havuz problemli) ezberci, kurnaz insan yetiştiren eğitim-öğretim müftedatını malesef bu iktidar da değiştiremedi. Ezberci eğitim sistemi devam etmekte.

Elin ülkelerini gezdim, geziyorum. Eğitim sistemlerini gözlerimle okullarda uygulanış biçimini gördüm. Avustralya, Güney Kore, Hint ülkesinde bile ilkokuldan üniversitesine kadar, bir birine bağlı eğitim sistemlerinde ezbercilik yok!

İlkokul öğrencisi oyuncak projeleri, planları yapıyor. Sırada, masasında, planlayıp örnek bir işi yapıp atölyede üretiyor. Dedikodu yapmaya, kavga etmeye, sigara içmeye zamanları yok öğrencilerin. Öğrenci-sanayi kurulundan geçerse; projelendirdikleri işi üretime geçirtiyorlar.. Üreten öğrenci para kazanıyor. Devlet üretilen elektronik üretimlerini dünya ya satıyor. Bir koşturmaca gidiyor. Arı gibi, karınca gibiler..

Ufacık öğrencinin ürettiği telefon kılıfları veya aksesuarlar bizlere kadar geliyor. Lise ve üniversite öğrencileri ise; telefon, bilgisayar, robot , her türlü otomobil parçası veya güneş paneli, rüzgar pervanesi, uçak parçası..aklınıza ne gelirse; üretiyorlar, üretiyorlar..

Eğitim sistemlerini değiştirmişler.

Amerikan sistemi havuz problemli ezbere eğitim sistemini yırtıp atmışlar.. Biz yırtıp atamadık. Milli eğitimimiz dün Feto’ nun elindeydi. Yarın hangi hokkabaz cemaatçinin, düzenbaz ın eline geçeceği belli değil. Osmanlıdaki cemaat sitemi olsa; şapkamı çıkarırım. Nerde.. Yarın Feto gibi çevremizdeki herangi bir din simsarı kuruluş unun Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı bayrak açmayacak larına kim garenti edebilir ki..

Eğitim sistemimiz ezbere değil de; çok bilen değil; üreten, planlayan, namuslu, dinine, geleneksel aile eğitim ahlâkına dayalı Kore tipi bir eğitim sistemine hemen geçmeliyiz. O zaman ne Feto ne de başka bir din tüccarı veya bölücü, ayrılıkçı simsarlar eğitimizle asla oynayamazlar..

Yoksa; havuz problemleriyle örülü Amerikan sistemli eğitim sistemi; yine devletin vergilerle dodurulmuş havuzlarındaki paracıkları alttan muslukları açıp boşaltan insan yetiştirir.

Ağabey’ li, Abla’lı Feto tipi eğitimi bırakıp; Hint, Japon, Güney Kore , Avustralya tipi bir eğitim müfredatına hemen geçmeliyiz..Bayram AYGÜN-AKDENİZ-2017

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.