Mustafa ARSLAN
Köşe Yazarı
Mustafa ARSLAN
 

BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU

     Bu gün ülkenin yöneticileri de dahil sıkıntılarıyla üzüntüleriyle birlikte bir döneme damgasını vuran askeri vesayetin ürünü 12 Eylül 1980 askeri Harekatı ve sonrasında davem ettirilen arazlar birçok kurum ve kuruluşu etkilemekte yürütmede sıkıntılar yaratmaktadır. Bunlardan biri de aynı dönemde çıkartılan adeta basın kuruluş ve kurumlarının ayağında pranga olarak bilinen ilgili yasa maddesidir.    On iki Eylül Askeri harekatının ürünü olan ve halen yürütmesinde en küçük bir değişiklik yapılmayan madde maalesef başta il valileri olmak üzere kamu görevlilerinin işine gelmekte ve istenildiğinde bu medde gazeteciler ve basın kuruluşlarının önünde “demoklesin” kılıcı olarak kullanılmaktadır. Şayet bu gün on iki Eylül yasalarını tanımıyorsak veya değiştirilmiş geçersiz kılınmışsa ilgili yasa ise bu haliyle neden dayatma olarak gazete ve bu konuda kamu adına görev yaptıkları söylenin gazetecilerin karşısına çıkmaktadır. Hiçbir gazeteci ve basın kuruluşu yetkisiz kişilerden bilgi alarak haber yapmaz. Gazeteciler doğru yerden doğru kişiden doğru bilgi alarak görevini yürütürler. Ayrıca dünya da kabul edilmiş haber yapma şablonu olan “ 5-N,1- K  kuralına uyarlar. Bu kuralın dışında haber yapan gazete ve gazeteciler ise haber de eksiklik olacağı için gazete okuyucusu tarafından yargılanır ve haberi kaleme alan gazeteci güvenilirliğini kaybeder. Gazeteciler alan tarama faaliyetlerinde yani araştırmalarında resmi kurumlarda yasalara göre tüzel kişiliklerde ise ikna yöntemi ile haberi basın kuruluşlarına aktarırlar. Bununda ötesinde yine yasalar ile çerçevesi çizilmiş bir başka otokontrol sisteminin uygulaması mahkemeler tarafından verilen “Tekzip” yasa yoluyla düzeltme gelmektedir. On iki Eylül askeri vesayetinin basın kuruluşları ve gazetecilere dayattığı yasa hükmü 12.5.1982 tarih ve 2670 sayılı Kanunun 7'inci maddesi ile değişik bu maddenin gerekçesinde ise,"Kamu görevlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak basın organlarıyla radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç veremeye kimlerin yetkili olduğu belirtilmekte ve idarenin halkla ve kamuoyuyla münasebetlerinde tutarlı bir münasebet sağlamak amacıyla bu madde konulmuştur." Denilmektedir. Dünya basın kuruluşlarının eleştirilerine konu olan bu madde parlamento tarafından gözden geçirilerek günün koşullarına göre mutlaka yeniden düzenlenmelidir. Danıştay Başkanlığı tarafından E.No: 1988/1504, K.No:1989/519 ve E.No: 1996/814, K.No:1988/1927 sayılı kararlarda basına ve bilgi ve demeç verme kapsamı içine sokulan çeşitli eylemlerin bu kapsama girmediğine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalardaki önemli noktalar şu şekildedir: 1- Madde de memurların kamu görevleri hakkında basına açıklama yapamayacağı belirtilmektedir. 2- Maddenin gerekçesinde, "kamu görevlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak" basına açıklama yapılamayacağı ve idarenin halkla ve kamu oyuyla münasebetlerinde tutarlı bir münasebet sağlamak amacıyla maddenin düzenlendiği belirtilmiştir. Bu çerçevede, memurun görevin oluş süreciyle ilgili basına bilgi ve demeç veremeyeceği çok açık olarak ortaya çıkmaktadır. Yani Kanun koyucu bir görevi yürüten memurun yaptığı göreve ilişkin bilgi vermesinin yasak olduğunu belirtmektedir. ÖRNEKLER Maliye Bakanlığında maaş artışlarına ilişkin çalışma yapan bir birimde görevli bir memurun maaş artışlarının ne/nasıl olacağına dair basına bilgi vermesi suç, ancak maaş artışlarına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının yayımlanmasından sonra yapılan zammın düşük olduğunu ve geçinmesinin zor olduğunu bir basın organına açıklaması suç değildir. Yine bir denetim görevlisinin yaptığı denetime ilişkin bilgiler vermesi suç olmakla birlikte, denetimin hizmetin kalitesini yükselteceği veya denetim yöntemlerinde bir yöntem değişikliği önermesi veya denetimin hizmetinin zorunlu olduğu yönünde basın organlarına yapacağı açıklamalar suç değildir. Aynı şekilde bir Devlet Personel Uzmanının hazırlık çalışma grubunda yer aldığı 657 sayılı Reform tasarına ilişkin bilgi vermesi suç ancak bu reform çalışmasıyla ilgili olmaksızın, 657 sayılı Kanunun aksayan yönlerine ilişkin bilimsel içerikte makale yayınlaması televizyon ve gazetelere açıklama yapması suç değildir. Bir öğretmenin okul içindeki idari işleyişe (örneğin okul müdürünün işleri nasıl yürüttüğüne ilişkin bilgi vermesi) ilişkin basına bilgi vermesi suç ancak mesleğin daha ileriye gitmesine ilişkin öneriler sunması, maaş artışlarını eleştirmesi suç değildir.    
Ekleme Tarihi: 13 Ekim 2018 - Cumartesi

BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU

     Bu gün ülkenin yöneticileri de dahil sıkıntılarıyla üzüntüleriyle birlikte bir döneme damgasını vuran askeri vesayetin ürünü 12 Eylül 1980 askeri Harekatı ve sonrasında davem ettirilen arazlar birçok kurum ve kuruluşu etkilemekte yürütmede sıkıntılar yaratmaktadır. Bunlardan biri de aynı dönemde çıkartılan adeta basın kuruluş ve kurumlarının ayağında pranga olarak bilinen ilgili yasa maddesidir.

   On iki Eylül Askeri harekatının ürünü olan ve halen yürütmesinde en küçük bir değişiklik yapılmayan madde maalesef başta il valileri olmak üzere kamu görevlilerinin işine gelmekte ve istenildiğinde bu medde gazeteciler ve basın kuruluşlarının önünde “demoklesin” kılıcı olarak kullanılmaktadır. Şayet bu gün on iki Eylül yasalarını tanımıyorsak veya değiştirilmiş geçersiz kılınmışsa ilgili yasa ise bu haliyle neden dayatma olarak gazete ve bu konuda kamu adına görev yaptıkları söylenin gazetecilerin karşısına çıkmaktadır.

Hiçbir gazeteci ve basın kuruluşu yetkisiz kişilerden bilgi alarak haber yapmaz. Gazeteciler doğru yerden doğru kişiden doğru bilgi alarak görevini yürütürler. Ayrıca dünya da kabul edilmiş haber yapma şablonu olan “ 5-N,1- K  kuralına uyarlar. Bu kuralın dışında haber yapan gazete ve gazeteciler ise haber de eksiklik olacağı için gazete okuyucusu tarafından yargılanır ve haberi kaleme alan gazeteci güvenilirliğini kaybeder. Gazeteciler alan tarama faaliyetlerinde yani araştırmalarında resmi kurumlarda yasalara göre tüzel kişiliklerde ise ikna yöntemi ile haberi basın kuruluşlarına aktarırlar. Bununda ötesinde yine yasalar ile çerçevesi çizilmiş bir başka otokontrol sisteminin uygulaması mahkemeler tarafından verilen “Tekzip” yasa yoluyla düzeltme gelmektedir.

On iki Eylül askeri vesayetinin basın kuruluşları ve gazetecilere dayattığı yasa hükmü 12.5.1982 tarih ve 2670 sayılı Kanunun 7'inci maddesi ile değişik bu maddenin gerekçesinde ise,"Kamu görevlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak basın organlarıyla radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç veremeye kimlerin yetkili olduğu belirtilmekte ve idarenin halkla ve kamuoyuyla münasebetlerinde tutarlı bir münasebet sağlamak amacıyla bu madde konulmuştur." Denilmektedir. Dünya basın kuruluşlarının eleştirilerine konu olan bu madde parlamento tarafından gözden geçirilerek günün koşullarına göre mutlaka yeniden düzenlenmelidir.

Danıştay Başkanlığı tarafından E.No: 1988/1504, K.No:1989/519 ve E.No: 1996/814, K.No:1988/1927 sayılı kararlarda basına ve bilgi ve demeç verme kapsamı içine sokulan çeşitli eylemlerin bu kapsama girmediğine karar verilmiştir.

Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalardaki önemli noktalar şu şekildedir:
1- Madde de memurların kamu görevleri hakkında basına açıklama yapamayacağı belirtilmektedir.
2- Maddenin gerekçesinde, "kamu görevlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak" basına açıklama yapılamayacağı ve idarenin halkla ve kamu oyuyla münasebetlerinde tutarlı bir münasebet sağlamak amacıyla maddenin düzenlendiği belirtilmiştir.

Bu çerçevede, memurun görevin oluş süreciyle ilgili basına bilgi ve demeç veremeyeceği çok açık olarak ortaya çıkmaktadır. Yani Kanun koyucu bir görevi yürüten memurun yaptığı göreve ilişkin bilgi vermesinin yasak olduğunu belirtmektedir.

ÖRNEKLER
Maliye Bakanlığında maaş artışlarına ilişkin çalışma yapan bir birimde görevli bir memurun maaş artışlarının ne/nasıl olacağına dair basına bilgi vermesi suç, ancak maaş artışlarına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının yayımlanmasından sonra yapılan zammın düşük olduğunu ve geçinmesinin zor olduğunu bir basın organına açıklaması suç değildir.

Yine bir denetim görevlisinin yaptığı denetime ilişkin bilgiler vermesi suç olmakla birlikte, denetimin hizmetin kalitesini yükselteceği veya denetim yöntemlerinde bir yöntem değişikliği önermesi veya denetimin hizmetinin zorunlu olduğu yönünde basın organlarına yapacağı açıklamalar suç değildir.

Aynı şekilde bir Devlet Personel Uzmanının hazırlık çalışma grubunda yer aldığı 657 sayılı Reform tasarına ilişkin bilgi vermesi suç ancak bu reform çalışmasıyla ilgili olmaksızın, 657 sayılı Kanunun aksayan yönlerine ilişkin bilimsel içerikte makale yayınlaması televizyon ve gazetelere açıklama yapması suç değildir.

Bir öğretmenin okul içindeki idari işleyişe (örneğin okul müdürünün işleri nasıl yürüttüğüne ilişkin bilgi vermesi) ilişkin basına bilgi vermesi suç ancak mesleğin daha ileriye gitmesine ilişkin öneriler sunması, maaş artışlarını eleştirmesi suç değildir.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.