BURDUR GÖLÜ İÇİN “ SESSİZ ÇIĞLIĞI” YETKİLİLERİ UYARIYORUZ

Burdur Belediyesi tarafından, Burdur gölü için düzenlenen “GÖL” Festivali Köprübaşından Cumhuriyet Meydanına kadar yürüyüş düzenlendi.

Burdur Belediyesi, tarafından düzenlenen yürüyüşte 10 metre Atatürk posteri ve 100 metrelik Türk Bayrağı eller üzerinde taşınarak Cumhuriyet Meydanına gelindi. Burada saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasının ardından, festival kapsamında Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz tarafından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, yaptığı konuşmada; Kuruyan Burdur gölünün sesine ses olacak bir takım etkinliklerimiz ve çalışmalarımız olacaktır. Neden göl festivali dedik 1971 yılından bu yana sürekli yapılan analitik araştırmalar neticesin de Burdur gölü mevcut su rezervinin %70’lik bölümünü kaybetmiş yüzey eksende ise 18metre dolayında azalmış ve kurumasının önüne geçilmesi için bu sesi bu çığlığı bir yerlere duyurmaya mecburduk. Bu yıl duyarlı bir vatandaş, sorumlu bir belediye başkanı anlayışıyla “Burdur Gölü” çığlığını duyurmak adına Dünya ve Türkiye dalış rekortmeni Şahika hanımı Burdur’a davet ettik Burdur gölünde yapılan incelemeler neticesinde; Burdur gölüne dalınamayacak kadar kirliliğin tespit edilmesi ve tuzluluk miktarının artığını adeta Burdur gölünün kaderine terk edildiğini ve ölüme terk edildiğini biz bu araştırmalar neticesinde de ortaya çıktığını gördük. Biz Burdur da yapılacak bir dalışı hem Türkiye’nin “Maldivleri” olaraks tanımlanan ve ismi duyulan “Salda” da dalışı planladık. Burdur Gölü için 2014 yılında göreve geldiğimizde Burdur halkı adeta Burdur gölüne küsmüştü. Gölün kenarından geçmiyor, hatta göle dönüp bakmayı dahi tercih etmiyordu. Burdur gölü ile Burdur halkını buluşturmak ve yeniden barıştırmak için çaba gösterdik. Burdur Belediyesi olarak yaptığımız çalışmaların büyük bölümünde Burdur gölü havzasında ve çevresinde yapmaya çalıştık. Biz göreve geldiğimizde “Göl yoksa Burdur Yok Demiştik” evet göl yoksa Burdur gerçekten yok şimdi şu anda bu esen rüzgarlarda komfetiler değil kuruyan Burdur gölünün tabanında birikmiş kükürt ve yüksek miktardaki arsenik tozlarını göreceksiniz. Eğer bunun önlemi alınmazsa önümüzdeki süreçte ekolojik dengesi olan bu durumu canlılarımızın dolaşım yollarında ve kanserin de temel nedeni olacaktır. Biz burdur gölünden yükselen bu çığlığı duyurmak adına ilgili yerlere defalarca müracaat ettik. Orman ve su işleri bakanımızın dikkatini çektik. Geçtiğimiz günlerde ikincisini gerçekleştirilen ‘Burdur Gölü kurtarma eylem planı” Çalıştayı’nda yine kurumlara sorumluluklarını hatırlattık. Ne olacağını maddeler halinde sıraladık. Ancak söylemden öte eyleme gitmeyen bu süreç içerisinde maalesef Burdur gölü yine kendi kaderi ile baş başa kalmaya mahkum bırakılmıştır. Burdur gölü bu durumda bırakılırsa neler olacağını sıralayan Başkan Ercengiz göl içindeki oksijen azalması neticesinde geçmiş dönemlerde görülen “Alg” patlaması sayılarının hızlı bir şekilde artacağını dişli sazan balığının atası olan “Burdurikus” balığını artık Burdur gölünde göremeyeceğiz. Burdur gölü çevresinde bulunan bir çok bitki ile endemik türlerin yok olması söz konusudur. Burdur gölünün yıllık 300 milyon metreküp suya ihtiyacı var. Bunun için neler yapılabilir. Burdur gölü havzasındaki bitki örtüsünün rejiminin değiştirilmesi ve vahşi sulama yerine kapalı devre sulama sistemlerinin geliştirilmesi neticesinde Burdur gölünün ihtiyacı olan su miktarının sağlanması düşünülebilir. Bu sessiz çığlık kulaklarımızı sağır etmeden son yaşayan canlı Burdur gölünü terk etmeden göçmen su kuşlarının Burdur gölünün üzerinden pas geçmeden bu tükenişin önüne geçilmesi için ne varsa yapılmalıdır.