Kazancı Camii: Kazan Seslerinden Ezan Sadâsına

DÜNYA 04.05.2025 - 20:08, Güncelleme: 04.05.2025 - 20:08 7601+ kez okundu.
 

Kazancı Camii: Kazan Seslerinden Ezan Sadâsına

Bir şehrin geçmişini yalnızca taş binaları, hanları, hamamları değil; o şehri maya gibi yoğuran, dualarla yoğrulmuş gönül ehli insanlar da inşa eder. Burdur’un kalbinde, asırlık çarşıların arasında, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan bir sokak vardır: Kazancı Sokak.
BİR ŞAİRİN GEZİ YAZILARI (BURDUR'UN MANEVİ ESERLERİ)   Kazancı Camii: Kazan Seslerinden Ezan Sadâsına   Bir şehrin geçmişini yalnızca taş binaları, hanları, hamamları değil; o şehri maya gibi yoğuran, dualarla yoğrulmuş gönül ehli insanlar da inşa eder. Burdur’un kalbinde, asırlık çarşıların arasında, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan bir sokak vardır: Kazancı Sokak. Bu sokakta, zamanın yükünü sırtlamış mütevazı bir mâbed yükselir: Kazancı Camii.   Bugünkü sohbetimizin mihverini, işte bu caminin yükselen minaresinden yankılanan ezan sesleri, secdelere kapanan alınlar ve gönüllerdeki huzur iklimi oluşturuyor. Bu kıymetli sohbetin vesilesi ise Burdur’un eski belediye başkanlarından, kültüre ve maneviyata hizmet etmiş kıymetli bir isim olan Sebahattin Akkaya hocamızla gerçekleştirdiğimiz bir söyleşiydi. Sohbet esnasında kendisine Kazancı Camii’ni ve bu isme ilham olan aileyi sordum. Gülümseyerek anlatmaya başladı…   Vaktiyle, demircilerin ve bakırcıların Yukarı Pazar’da çekiç sesleriyle zanaatına can verdiği günlerde, Yörük kültürünün olmazsa olmazı büyük kazanlar yapılırdı. Bu kazanlar yalnızca aşların kaynadığı kaplar değildi; bazen bir çamaşır suyunun ısıtıldığı, bazen bir hayır yemeğinin kaynadığı, bazen de komşulukla harmanlanmış yoksul bir sofraya vesile olan bereketin simgesiydi.Muhtemeldir ki Kazancı Camii bu adı, ataları kazancılık mesleğini icra eden bu aileden almıştır.   Ailenin evi, yani “Kazancı Konağı”, bugün Adliye Caddesi’nde bir marketin yer aldığı noktada yüksek duvarlarla çevrili bir parselde yükselirdi. Aile Burdur'umuzun kadim ailelerinden di. Ailenin büyüklerinden olan Kazancızade Ziya Efendi Burdur Müdafaa-yı Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin üyelerindendi.Mesleklerinde mahir, esnaflıkta dürüst ve en mühimi hayırda yarışan bir aileydi Kazancılar.       Bir zamanlar bu cami oldukça büyüktü. Bugünkü Kalekapı Caddesinin ortasına kadar uzanıyordu. Ne var ki 1960 yılların sonuna doğru yol genişletme çalışmaları nedeniyle ahşap olan cami ortasından kesilerek yarısı yola terk edildi. Yalnız taşlar değil, hafızalar da molozların altında kaldı o gün... Buna rağmen halk sahip çıktı, Caminin etrafındaki yapılar satın alınarak cami arsası genişletilip ahşap ve küçük olan cami yıkılarak bugünkü cami yapıldı. Bu hayır kervanının başını çekenlerden biri de kısa süre önce Hakk’a yürüyen, adı gönüllerde yer etmiş olan Veli Turan Dedemizdir. Bu cami onun öncülüğünde, nice hayırseverin katkısıyla inşa edildi. Üst katı erkek Kur’an kursu, alt katı ise hanımlara tahsis edilerek hem ilme hem irfana ev sahipliği yapar hale getirilmiştir.   Bu çalışmalara destek olanlardan biri de Ahmet Sipahi amcamızdı. O'da bugünkü yapısına katkı sundu. Şimdi Kazancı Ailesi’nin bir zamanlar çekiçle kazandığı helal kazanç, minberden yükselen Kur’an sadâsına dönüştü.   Bugün o camide ezan okunuyor, sela veriliyor. O mabedin duvarları dualarla yoğrulmuş, her taşına bir hayır dokunmuş… Veli Turan Dede’nin ruhu da, bu dualarda anıldıkça şüphesiz taçlanıyordur.   Allah hepsinden razı olsun. Mekânları cennet, ruhları şâd olsun.   03.04.2025 Hüseyin Yıldız (Kalemşah ) Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi
Bir şehrin geçmişini yalnızca taş binaları, hanları, hamamları değil; o şehri maya gibi yoğuran, dualarla yoğrulmuş gönül ehli insanlar da inşa eder. Burdur’un kalbinde, asırlık çarşıların arasında, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan bir sokak vardır: Kazancı Sokak.

BİR ŞAİRİN GEZİ YAZILARI (BURDUR'UN MANEVİ ESERLERİ)

 

Kazancı Camii: Kazan Seslerinden Ezan Sadâsına

 

Bir şehrin geçmişini yalnızca taş binaları, hanları, hamamları değil; o şehri maya gibi yoğuran, dualarla yoğrulmuş gönül ehli insanlar da inşa eder. Burdur’un kalbinde, asırlık çarşıların arasında, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan bir sokak vardır: Kazancı Sokak. Bu sokakta, zamanın yükünü sırtlamış mütevazı bir mâbed yükselir: Kazancı Camii.

 

Bugünkü sohbetimizin mihverini, işte bu caminin yükselen minaresinden yankılanan ezan sesleri, secdelere kapanan alınlar ve gönüllerdeki huzur iklimi oluşturuyor. Bu kıymetli sohbetin vesilesi ise Burdur’un eski belediye başkanlarından, kültüre ve maneviyata hizmet etmiş kıymetli bir isim olan Sebahattin Akkaya hocamızla gerçekleştirdiğimiz bir söyleşiydi. Sohbet esnasında kendisine Kazancı Camii’ni ve bu isme ilham olan aileyi sordum. Gülümseyerek anlatmaya başladı…

 

Vaktiyle, demircilerin ve bakırcıların Yukarı Pazar’da çekiç sesleriyle zanaatına can verdiği günlerde, Yörük kültürünün olmazsa olmazı büyük kazanlar yapılırdı. Bu kazanlar yalnızca aşların kaynadığı kaplar değildi; bazen bir çamaşır suyunun ısıtıldığı, bazen bir hayır yemeğinin kaynadığı, bazen de komşulukla harmanlanmış yoksul bir sofraya vesile olan bereketin simgesiydi.Muhtemeldir ki Kazancı Camii bu adı, ataları kazancılık mesleğini icra eden bu aileden almıştır.

 

Ailenin evi, yani “Kazancı Konağı”, bugün Adliye Caddesi’nde bir marketin yer aldığı noktada yüksek duvarlarla çevrili bir parselde yükselirdi. Aile Burdur'umuzun kadim ailelerinden di. Ailenin büyüklerinden olan Kazancızade Ziya Efendi Burdur Müdafaa-yı Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin üyelerindendi.Mesleklerinde mahir, esnaflıkta dürüst ve en mühimi hayırda yarışan bir aileydi Kazancılar. 

     Bir zamanlar bu cami oldukça büyüktü. Bugünkü Kalekapı Caddesinin ortasına kadar uzanıyordu. Ne var ki 1960 yılların sonuna doğru yol genişletme çalışmaları nedeniyle ahşap olan cami ortasından kesilerek yarısı yola terk edildi. Yalnız taşlar değil, hafızalar da molozların altında kaldı o gün... Buna rağmen halk sahip çıktı, Caminin etrafındaki yapılar satın alınarak cami arsası genişletilip ahşap ve küçük olan cami yıkılarak bugünkü cami yapıldı.

Bu hayır kervanının başını çekenlerden biri de kısa süre önce Hakk’a yürüyen, adı gönüllerde yer etmiş olan Veli Turan Dedemizdir. Bu cami onun öncülüğünde, nice hayırseverin katkısıyla inşa edildi. Üst katı erkek Kur’an kursu, alt katı ise hanımlara tahsis edilerek hem ilme hem irfana ev sahipliği yapar hale getirilmiştir.

 

Bu çalışmalara destek olanlardan biri de Ahmet Sipahi amcamızdı. O'da bugünkü yapısına katkı sundu. Şimdi Kazancı Ailesi’nin bir zamanlar çekiçle kazandığı helal kazanç, minberden yükselen Kur’an sadâsına dönüştü.

 

Bugün o camide ezan okunuyor, sela veriliyor. O mabedin duvarları dualarla yoğrulmuş, her taşına bir hayır dokunmuş… Veli Turan Dede’nin ruhu da, bu dualarda anıldıkça şüphesiz taçlanıyordur.

 

Allah hepsinden razı olsun. Mekânları cennet, ruhları şâd olsun.

 

03.04.2025

Hüseyin Yıldız (Kalemşah )

Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.