“İSTANBUL DA ÇİÇEK BAHÇESİ” BURDUR DA AÇACAK
DİĞER
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
12.02.2015 - 00:00, Güncelleme:
17.02.2023 - 08:17 6332+ kez okundu.
“İSTANBUL DA ÇİÇEK BAHÇESİ” BURDUR DA AÇACAK
Burdur Tema Burdur Şube Başkanı Gülser Bülbül, “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” etkinliği kapsamında yer alan bu sergiyi hazırlayabilmek için 17 müze 10 kütüphane dahil, kaynaklardan ve bu konuda çok değerli sanat tarihçisi Prof Dr. Nurhan Atasoy olmak üzere danışmanlarımız ve sanatsever dostlarımızdan yararlandık.
Bu çalışmalar bize İstanbul’un zengin bahçe ve çiçek kültürünün çok az bilindiğini ve tanıtılmaya da muhtaç olduğunu gösterdi. Birbirine karışan kuş ve su seslerini, zarif çiçeklerin renk ve desenleri ile buluşturmaya özen gösteren ve bunları keyifle seyretmek için birbirinden güzel köşklere yer veren Osmanlı bahçelerinin tasviri, hayret ve hayranlık yaratmaktadır.
İstanbul da çiçek yetiştirme ve çeşitlerini elde etme sanatı, şiir ve müzik gibi tutkulu, ince bir sanat olmuştu. Örneğin lale de 1585 gülde1018 çeşidin isimleri ve yetiştirenleri kayıtlara geçmişti. Evliya Çelebi 17 y.y da İstanbul da birkaç bin bahçe, bostan ve sur içerisinde seksen kadar çiçekçi dükkanı olduğu belirterek, dönemin çiçek sevgisini dile getirmiştir.
“Bahçıvan” ve yeni bir çiçek çeşidi geliştirenlere verilen “Sahib-i tohum” unvanlarını almak Osmanlı hükümdarlar için bile iftihar vesilesi oluyordu. 1641 yılında “Bahçe Düzenleme ve Ağaç Geliştirmek” adlı cemiyet kurulması ve “Çiçekçi Başı” makamının oluşturulması konuya verilen önemi çok açıkça ortaya koyuyor, bu konu kurumsallaştırma çabasını göstermektedir. Kısa bir zaman sonra bu cemiyet, adeta bir akademi gibi çalışan “Çiçek Meclisi” unvanını almış ve yeni çeşitlerin kabulü ve isimlerini veren bir makam olarak tespit ettiği şartları uygulamaya başlamıştı. Bu kriterlerin (Ölçüt) sayı örneğin lale için 20 nergis için22’ye ulaşmıştı. Manevi değerler de taşıyan gül ve lale, çiçek tahtına oturmak için hep rekabet içinde oldular. Ulaştığı her yeri fetheden lale için “Haşa gülü de severim, fakat açmış gülü değil, henüz gonca halindeki gülü. Çünkü gonca halindeki gülde ufak lalenin hali vardır” denecek kadar, lale herkesin gözdesi olmuştu. Avrupa’ya da gitmeye başlayan lale 17 y.y başlarında Hollanda da “Tulihpomania” (lale çılgınlığı) dönemine yol açmıştı. Çiçek kadar ağaçta özellikle servi, çınar ve meyve ve çiçekler ise Osmanlı mutfağını zenginleştirme de sebzede ile yarış etmişlerdi. Çiçeklerde malzemelerde, süslenme unsuru olarak nakşeden mahir sanatçılar yetiştirdi. Çiçek ve meyve motifleri Türklerin hayatına giren bütün eşyaları ve yaşam alanlarını süsler oldu. Bu sergi ile birlikte İstanbul’un çok az bilinen ama çok yücelmiş “Bahçe ve çiçek kültürünü 152 eser ile tanıtmaya çalıştık.
Bu güne kadar yurtiçinde 36 farklı mekanda halkımızın beğenisine sunulan sergi Hollanda ile Türkiye ilişkilerimizin başlamasının 400 yılı anasına Lahey’ de sergilenmiştir.
Çok değerli Burdur halkını, engin kültürümüzün bir parçasını yansıtan yansıtan 2 Mart 2015 tarihine
Kadar açık kalacak sergimizi görmeye davet ediyoruz.
Burdur Tema Burdur Şube Başkanı Gülser Bülbül, “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” etkinliği kapsamında yer alan bu sergiyi hazırlayabilmek için 17 müze 10 kütüphane dahil, kaynaklardan ve bu konuda çok değerli sanat tarihçisi Prof Dr. Nurhan Atasoy olmak üzere danışmanlarımız ve sanatsever dostlarımızdan yararlandık.
Bu çalışmalar bize İstanbul’un zengin bahçe ve çiçek kültürünün çok az bilindiğini ve tanıtılmaya da muhtaç olduğunu gösterdi. Birbirine karışan kuş ve su seslerini, zarif çiçeklerin renk ve desenleri ile buluşturmaya özen gösteren ve bunları keyifle seyretmek için birbirinden güzel köşklere yer veren Osmanlı bahçelerinin tasviri, hayret ve hayranlık yaratmaktadır.
İstanbul da çiçek yetiştirme ve çeşitlerini elde etme sanatı, şiir ve müzik gibi tutkulu, ince bir sanat olmuştu. Örneğin lale de 1585 gülde1018 çeşidin isimleri ve yetiştirenleri kayıtlara geçmişti. Evliya Çelebi 17 y.y da İstanbul da birkaç bin bahçe, bostan ve sur içerisinde seksen kadar çiçekçi dükkanı olduğu belirterek, dönemin çiçek sevgisini dile getirmiştir.
“Bahçıvan” ve yeni bir çiçek çeşidi geliştirenlere verilen “Sahib-i tohum” unvanlarını almak Osmanlı hükümdarlar için bile iftihar vesilesi oluyordu. 1641 yılında “Bahçe Düzenleme ve Ağaç Geliştirmek” adlı cemiyet kurulması ve “Çiçekçi Başı” makamının oluşturulması konuya verilen önemi çok açıkça ortaya koyuyor, bu konu kurumsallaştırma çabasını göstermektedir. Kısa bir zaman sonra bu cemiyet, adeta bir akademi gibi çalışan “Çiçek Meclisi” unvanını almış ve yeni çeşitlerin kabulü ve isimlerini veren bir makam olarak tespit ettiği şartları uygulamaya başlamıştı. Bu kriterlerin (Ölçüt) sayı örneğin lale için 20 nergis için22’ye ulaşmıştı. Manevi değerler de taşıyan gül ve lale, çiçek tahtına oturmak için hep rekabet içinde oldular. Ulaştığı her yeri fetheden lale için “Haşa gülü de severim, fakat açmış gülü değil, henüz gonca halindeki gülü. Çünkü gonca halindeki gülde ufak lalenin hali vardır” denecek kadar, lale herkesin gözdesi olmuştu. Avrupa’ya da gitmeye başlayan lale 17 y.y başlarında Hollanda da “Tulihpomania” (lale çılgınlığı) dönemine yol açmıştı. Çiçek kadar ağaçta özellikle servi, çınar ve meyve ve çiçekler ise Osmanlı mutfağını zenginleştirme de sebzede ile yarış etmişlerdi. Çiçeklerde malzemelerde, süslenme unsuru olarak nakşeden mahir sanatçılar yetiştirdi. Çiçek ve meyve motifleri Türklerin hayatına giren bütün eşyaları ve yaşam alanlarını süsler oldu. Bu sergi ile birlikte İstanbul’un çok az bilinen ama çok yücelmiş “Bahçe ve çiçek kültürünü 152 eser ile tanıtmaya çalıştık.
Bu güne kadar yurtiçinde 36 farklı mekanda halkımızın beğenisine sunulan sergi Hollanda ile Türkiye ilişkilerimizin başlamasının 400 yılı anasına Lahey’ de sergilenmiştir.
Çok değerli Burdur halkını, engin kültürümüzün bir parçasını yansıtan yansıtan 2 Mart 2015 tarihine
Kadar açık kalacak sergimizi görmeye davet ediyoruz.
Ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.