Hadi Önal
Köşe Yazarı
Hadi Önal
 

GERÇEK TAŞLAMASI GEREKEN ŞEYTANLAR

    Müslümanlar, her hac mevsiminde olduğu gibi bu yıl da Mina’da şeytan taşladı. On binlerce hacı adayı, eline aldığı küçük çakıl taşlarıyla yine “şeytana” meydan okudu. Peki; taşlama, meydan okuma, lanetleme şeytanın şeytanlığına bir nebze de olsa engel oldu mu? İsterseniz sorumu başka türlü sorayım: Şeytan nerede? Mina’da mı? Yoksa... Eğer şeytan, sadece Mina’da dikili bir sütuna saklandıysa dünyada devam eden bu kadar zulmü, ahlaksızlığı, arsızlığı, hırsızlığı, yolsuzluğu, yalanı, iftirayı, adaletsizliği bize yaptıran kim? Eğer şeytan Mina’daysa dünyamızda ve çevremizde olan bu kadar kötülük nereden ve kimden geliyor? Şeytan ha! Allah aşkına bir bakın çevrenize… Birileri bir ihaleye fesat mı karıştırıyor. Birileri bir garibin hakkını mı gasp ediyor, birileri kamu malını talan mı ediyor, birileri yalanı meslek mi edinmiş, birileri adaleti mi katlediyor, birileri kin ve nefretle sağa sola mı saldırıyor… İşte gerçek şeytan bu birileridir. Varsa elinizde taş, çekinmeyin atın bunlara. Hatta taş atmakla da kalmayın tükürün suratlarına. Vallahi hem insanlığa hizmet etmiş hem de sevapların en büyüğünü işlemiş olursunuz. Uzakta aramayın şeytanı; şeytan, içimizde. Cüppeli, kravatlı, takım elbiseli, takkeli, etekli veya şalvarlı fark etmez. Bazıları makam sahibi, bazıları sarıklı, bazıları dindar görünümlü münafık… Elleri güçlü ama vicdanları kapkara insan kılıklı mahlûklar. İşte asıl taşlanması gereken iblis, bunlar. Şeytan nerede? Şeytan, devlet malına göz diken zihniyette. Şeytan, mahkemede yalan beyanda bulunan dilde. Şeytan, iftirayı hakikat gibi pazarlayan kalpte. Şeytan, adaletin terazisini bozan elde. Şeytan, yolsuzluğu sistemleştiren düzenin şarlatanlığında. Şeytan, nefreti inşa eden, kini besleyen siyasette. Şeytan adalete nifak sokan güçte… Esas taşlanması gereken şeytan işte bunlar. Mina’ya gidip şeytan taşlamak, simgesel bir ibadet. Doğru. Ama eğer o ibadet, hayatta bize rehber olmuyorsa, adalet olarak geri dönmüyorsa, kuru bir ayine dönüşür. Cuma namazına giden ama işçisinin hakkını ödemeyen kişi, şeytanı dışarıda değil içinde aramalı. Kur’an okuyan ama kul hakkına saygı duymayan bir Müslüman, şeytanı Mina’da değil kalbinde aramalı. “Ben hacıyım” deyip komşusuna zulmeden, rüşvet yiyen, kibirle yürüyen kişi avuçladığı taşları önce vicdanına atmalı… Liyakat tanımayan, kendisine verilen yetkiyi çıkarı için kullanan yönetici avuçladığı taşları önce kendi vicdanına fırlatmalı. Unutmayalım ki şeytan bazen sakal bırakır, cübbe giyer, dua eder gibi görünür. Ancak onun asıl işi; hakikati boğmak, hakkı susturmak, iyiliği itibarsızlaştırmaktır. Yine unutmayalım ki her insanın vicdanı onun Mina'sıdır. Evet, taşlanması gerekenlerin başında nefsimiz gelir. Taşlanması gereken içimizde yeşerttiğimiz karanlık benliktir. Şeytan taşlamak için elimize taş almak istiyorsak önce kendi içimizdeki kibri, sevgisiz ve seviyesizliği hedef almalıyız. Önce yüreğimizdeki kini, dilimizdeki iftirayı, gözümüzdeki haramı taşlamalıyız. Çünkü asıl şeytan, bizi haramla, yalanla, zulümle kandıran nefislerimizdir. Hac ibadetine saygımız sonsuzdur. Ancak bu kutsal ayinin(şeytan taşlamanın) bize verdiği asıl ders, şeytanın insanı esir almasının önüne geçmektir. Nefsimizin kötülüklerine karşı irademizi kullanarak savaşmaktır. Mina’daki bu ayinden biz insanoğulları işte bu dersi çıkartmalıyız. Bu yüzden diyorum ki gerçek taşlama, insanın vicdanda başlar. Sen, ey eşrefi mahlûkat olarak Ahsen-i takvim üzere yaratılan insan, her sabah bir avuç taş al ve bak etrafına: İhaneti nerede görüyorsan onu taşla. Zulüm varsa, zulüm yapanı taşla. Hırsızı, arsızı, ahlaksızı, edepsizi, devlet malını yağmalayanı, hakkı katledeni, adaletsiz davrananı, vicdansızı, yalancı şahitlik yapanı; iftira atanı, insanlara arsına nifak tohumu ekeni, nefreti, kalbinin kiri diline vuranı, kin tutanı, intikam almak isteyeni taşla… Hem de yüreğinin bütün gücü ile taşla… Taşla da önce kendinden başla…   Hadi Önal/13 Haziran 2025/ Elazığ
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2025 -Cuma

GERÇEK TAŞLAMASI GEREKEN ŞEYTANLAR

 

 

Müslümanlar, her hac mevsiminde olduğu gibi bu yıl da Mina’da şeytan taşladı. On binlerce hacı adayı, eline aldığı küçük çakıl taşlarıyla yine “şeytana” meydan okudu.

Peki; taşlama, meydan okuma, lanetleme şeytanın şeytanlığına bir nebze de olsa engel oldu mu? İsterseniz sorumu başka türlü sorayım: Şeytan nerede? Mina’da mı? Yoksa... Eğer şeytan, sadece Mina’da dikili bir sütuna saklandıysa dünyada devam eden bu kadar zulmü, ahlaksızlığı, arsızlığı, hırsızlığı, yolsuzluğu, yalanı, iftirayı, adaletsizliği bize yaptıran kim? Eğer şeytan Mina’daysa dünyamızda ve çevremizde olan bu kadar kötülük nereden ve kimden geliyor?

Şeytan ha! Allah aşkına bir bakın çevrenize…

Birileri bir ihaleye fesat mı karıştırıyor. Birileri bir garibin hakkını mı gasp ediyor, birileri kamu malını talan mı ediyor, birileri yalanı meslek mi edinmiş, birileri adaleti mi katlediyor, birileri kin ve nefretle sağa sola mı saldırıyor… İşte gerçek şeytan bu birileridir. Varsa elinizde taş, çekinmeyin atın bunlara. Hatta taş atmakla da kalmayın tükürün suratlarına. Vallahi hem insanlığa hizmet etmiş hem de sevapların en büyüğünü işlemiş olursunuz.

Uzakta aramayın şeytanı; şeytan, içimizde. Cüppeli, kravatlı, takım elbiseli, takkeli, etekli veya şalvarlı fark etmez. Bazıları makam sahibi, bazıları sarıklı, bazıları dindar görünümlü münafık… Elleri güçlü ama vicdanları kapkara insan kılıklı mahlûklar. İşte asıl taşlanması gereken iblis, bunlar.

Şeytan nerede? Şeytan, devlet malına göz diken zihniyette. Şeytan, mahkemede yalan beyanda bulunan dilde. Şeytan, iftirayı hakikat gibi pazarlayan kalpte. Şeytan, adaletin terazisini bozan elde. Şeytan, yolsuzluğu sistemleştiren düzenin şarlatanlığında. Şeytan, nefreti inşa eden, kini besleyen siyasette. Şeytan adalete nifak sokan güçte… Esas taşlanması gereken şeytan işte bunlar.

Mina’ya gidip şeytan taşlamak, simgesel bir ibadet. Doğru. Ama eğer o ibadet, hayatta bize rehber olmuyorsa, adalet olarak geri dönmüyorsa, kuru bir ayine dönüşür. Cuma namazına giden ama işçisinin hakkını ödemeyen kişi, şeytanı dışarıda değil içinde aramalı. Kur’an okuyan ama kul hakkına saygı duymayan bir Müslüman, şeytanı Mina’da değil kalbinde aramalı. “Ben hacıyım” deyip komşusuna zulmeden, rüşvet yiyen, kibirle yürüyen kişi avuçladığı taşları önce vicdanına atmalı… Liyakat tanımayan, kendisine verilen yetkiyi çıkarı için kullanan yönetici avuçladığı taşları önce kendi vicdanına fırlatmalı.

Unutmayalım ki şeytan bazen sakal bırakır, cübbe giyer, dua eder gibi görünür. Ancak onun asıl işi; hakikati boğmak, hakkı susturmak, iyiliği itibarsızlaştırmaktır. Yine unutmayalım ki her insanın vicdanı onun Mina'sıdır. Evet, taşlanması gerekenlerin başında nefsimiz gelir. Taşlanması gereken içimizde yeşerttiğimiz karanlık benliktir. Şeytan taşlamak için elimize taş almak istiyorsak önce kendi içimizdeki kibri, sevgisiz ve seviyesizliği hedef almalıyız. Önce yüreğimizdeki kini, dilimizdeki iftirayı, gözümüzdeki haramı taşlamalıyız. Çünkü asıl şeytan, bizi haramla, yalanla, zulümle kandıran nefislerimizdir.

Hac ibadetine saygımız sonsuzdur. Ancak bu kutsal ayinin(şeytan taşlamanın) bize verdiği asıl ders, şeytanın insanı esir almasının önüne geçmektir. Nefsimizin kötülüklerine karşı irademizi kullanarak savaşmaktır. Mina’daki bu ayinden biz insanoğulları işte bu dersi çıkartmalıyız. Bu yüzden diyorum ki gerçek taşlama, insanın vicdanda başlar.

Sen, ey eşrefi mahlûkat olarak Ahsen-i takvim üzere yaratılan insan, her sabah bir avuç taş al ve bak etrafına: İhaneti nerede görüyorsan onu taşla. Zulüm varsa, zulüm yapanı taşla.

Hırsızı, arsızı, ahlaksızı, edepsizi, devlet malını yağmalayanı, hakkı katledeni, adaletsiz davrananı, vicdansızı, yalancı şahitlik yapanı; iftira atanı, insanlara arsına nifak tohumu ekeni, nefreti, kalbinin kiri diline vuranı, kin tutanı, intikam almak isteyeni taşla… Hem de yüreğinin bütün gücü ile taşla… Taşla da önce kendinden başla…

 

Hadi Önal/13 Haziran 2025/ Elazığ

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.