Hadi Önal
Köşe Yazarı
Hadi Önal
 

NEDENLERİN İZİNDE(17)

    BU DEFA “NEDEN” DİYE SORMAYACAĞIM     Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşları arasında etnik köken, mezhep, meşrep ayrımı yapılamaz. Bu topraklar üstünde yaşayan bizler, hep birlikte Türk milletiyiz. Bu vatanın adı Türkiye’dir, dili Türkçedir bunun aksini söyleyen veya bu konuları gündeme taşıyan her kim olursa olsun ihanet içerisindedir.  PKK… Üç harfli bir ihanetin kısaltmasıdır. Her harfi, binlerce ocağın söndüğü, nice ananın yüreğine kor gibi düştüğü kara bir semboldür. PKK, asla Kürt halkını temsil etmemiştir! Kürt demek; onur, vakar, misafirperverlik, kardeşlik, dostluk, kadim Anadolu irfanı demektir. PKK ise; pusudur, kandır, ihanettir, taşeronluk ve korkudur. PKK'nın Kürtlerle bağı bağlantısı yoktur. PKK terör örgütü ile pazarlık değil, mücadele edilir. PKK'yı şirin göstermeye çalışanlar, katliamların ortağıdır. Türk milletinin kardeşliği, PKK'nın ihanetine kurban edilmez! Bu taşeron örgüt,  Kürk kökenli Türk vatandaşlarımızın çocuklarını aldatarak, dağa çıkarmış orada da kendi ülkesine, kendi milletine karşı savaştırmıştır. PKK terör örgütü en fazla acıyı en ağır ihaneti de Kürt kardeşlerimize yaşatmıştır.  PKK terör örgütünün marifeti ile bir taraftan Türk ekonomisine darbe üzerine darbe vurulmuş diğer yandan Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması önlenmiştir. Bu örgüt tarafından nice Kürt aile, evladını PKK'nın kirli ellerinden alamadığı için yüreğindeki yanık ağıtlarla yaşamak zorunda kalmıştır. Bu millet; bu coğrafyanın haini; Kürt olmaz, Türk olmaz, Zaza olmaz, Alevi, Sünni olmaz diyerek, PKK'yı hiçbir zaman kendinden saymamıştır.  PKK; ABD’nin, İsrail’in ve küresel güçlerin taşeronudur. PKK, Ortadoğu’yu yeniden tasarımlamak isteyenlerin, harita cetveliyle masa başında şekil vermeye çalıştığı, Büyük Ortadoğu Projesinin güncelleştirilmiş figüranıdır.  Bu yeni oyunda ABD-İngiltere-İsrail’in yönlendirmesiyle Cumhur İttifakı’nın başlattığı bu “barış süreci”nin tiyatro oyununun üç taktik hedefi vardır. Birinci perde: PKK’nin sözde silah bırakma sahnesi ile birlikte SDG’nin meşru bir güç olarak tanıması. İkinci perde: Kandil’deki PKK yönetimini tasfiye edilerek, buradaki silahları ve militanları YPG’ye aktarma, böylece örgütün iki başlı yapısına son vermek üçüncü ve son perde de Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırma perdesidir. Ancak, Küresel güçlerin, onların taşeronluğunu yapan terör örgütlerinin ve onlara şirinlik muskası dağıtan yerli işbirlikçilerin unuttukları bir şey vardır: O da bu millet, tarih boyunca nice ihanet projelerini çöpe attığı gerçeğidir. Son örneği de 15 Temmuz gerçeğidir. Ancak bu topraklarda yaşayan insanlar, kendisine kurulan tuzakları ve o tuzakları kuranları günü geldiği zaman yok etmesini bilir. Birileri hâlâ "PKK ile konuşalım", "barışalım", "kardeşlik diyaloğu kuralım" “terör örgütü ile birlikte ülkeyi yönetelim” diyor. Bunlar, ifade ettiğim gibi bu büyük tiyatro oyununun, BOP’un, birer figüranlarıdır. Bu oyunu bu topraklar üzerinde yaşayan Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı;  Alevi’si, Sünni’si kısaca bu millet görmektedir ve bu oyunu bozacaktır.   Binlerce masumun kanına girenlerle pazarlık yapılmaz! Bu, siyasetin konusu olamaz; bu, ahlakın, insanlığın, vicdanın konusudur. Kürt kardeşlerimizle zaten bin yıldır etle tırnak gibiyiz. Çanakkale’de yan yana şehit düştük. Sakarya’da omuz omuza cepheye yürüdük. Gelin görün ki, şimdi birileri bu kardeşliği bozmaya, bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyor. Dış güçlerin desteğiyle beslenen, içerideki iş birlikçileriyle büyüyen bu ihanet örgütünün amacı, Amerika, İngiltere ve İsrail’e hizmet etmektir. PKK’ya methiye düzen, güzelleme yapan, onu “özgürlük savaşçısı” gibi göstermeye çalışan kim varsa, bilsin ki; bu millete en büyük kötülüğü yapmaktadır. Katil sürülerine şirin maske takmak, kurdu kuzuyla tanıtmak gibidir!  Ey gaflet uykusundakiler! Ey gözünü menfaate kapatıp vatanın varlığını hiçe sayanlar! Sizin pazarlık ettiğiniz şey, bu milletin geleceğidir. Biz, bu topraklar üzerinde yaşayanlar ve bu topraklar için toprağın altında yatanlar olarak buna asla rıza göstermeyiz. Amerika'nın, İsrail’in, Avrupa’nın planlarıyla bu milletin kaderi yazılamaz. Çünkü bu millet, kaderini imanla, kanla, alın teriyle ve tarih boyunca nice bedel ödeyerek kendisi yazmıştır. PKK’yı meşrulaştırmaya çalışanlar bilsinler ki bu millet ne oyuna gelir, ne de ihaneti affeder! Unutmayın ki kardeşlik baki, kalleşlik menfaat odaklıdır. Biz, kardeşliğimizi pazarlık masalarına bırakmayacak kadar büyük bir milletiz ve bu büyük millet; yapılanları, yapılmak istenenleri acımasız öfkeyle değil sabır ve sağduyu ile değerlendirecektir. Unutulmasın ki hainin adı ne olursa olsun, bu milletin vicdanında yargılanmaktan kurtulamayacaktır!   Burada; “Neden” diye sormayacağım; çünkü nedeni Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, Türk adını ortadan kaldırmaktır ki buna bu topraklar üzerinde yaşayan Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı;  Alevi’si, Sünni’si asla izin vermeyecektir.     Hadi Önal/ 15 Temmuz 2025/ İzmir 
Ekleme Tarihi: 06 Ağustos 2025 -Çarşamba

NEDENLERİN İZİNDE(17)

 

 

BU DEFA “NEDEN” DİYE SORMAYACAĞIM  

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşları arasında etnik köken, mezhep, meşrep ayrımı yapılamaz. Bu topraklar üstünde yaşayan bizler, hep birlikte Türk milletiyiz. Bu vatanın adı Türkiye’dir, dili Türkçedir bunun aksini söyleyen veya bu konuları gündeme taşıyan her kim olursa olsun ihanet içerisindedir. 

PKK… Üç harfli bir ihanetin kısaltmasıdır. Her harfi, binlerce ocağın söndüğü, nice ananın yüreğine kor gibi düştüğü kara bir semboldür. PKK, asla Kürt halkını temsil etmemiştir! Kürt demek; onur, vakar, misafirperverlik, kardeşlik, dostluk, kadim Anadolu irfanı demektir. PKK ise; pusudur, kandır, ihanettir, taşeronluk ve korkudur. PKK'nın Kürtlerle bağı bağlantısı yoktur. PKK terör örgütü ile pazarlık değil, mücadele edilir. PKK'yı şirin göstermeye çalışanlar, katliamların ortağıdır. Türk milletinin kardeşliği, PKK'nın ihanetine kurban edilmez! Bu taşeron örgüt,  Kürk kökenli Türk vatandaşlarımızın çocuklarını aldatarak, dağa çıkarmış orada da kendi ülkesine, kendi milletine karşı savaştırmıştır. PKK terör örgütü en fazla acıyı en ağır ihaneti de Kürt kardeşlerimize yaşatmıştır.  PKK terör örgütünün marifeti ile bir taraftan Türk ekonomisine darbe üzerine darbe vurulmuş diğer yandan Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması önlenmiştir. Bu örgüt tarafından nice Kürt aile, evladını PKK'nın kirli ellerinden alamadığı için yüreğindeki yanık ağıtlarla yaşamak zorunda kalmıştır. Bu millet; bu coğrafyanın haini; Kürt olmaz, Türk olmaz, Zaza olmaz, Alevi, Sünni olmaz diyerek, PKK'yı hiçbir zaman kendinden saymamıştır. 

PKK; ABD’nin, İsrail’in ve küresel güçlerin taşeronudur. PKK, Ortadoğu’yu yeniden tasarımlamak isteyenlerin, harita cetveliyle masa başında şekil vermeye çalıştığı, Büyük Ortadoğu Projesinin güncelleştirilmiş figüranıdır. 

Bu yeni oyunda ABD-İngiltere-İsrail’in yönlendirmesiyle Cumhur İttifakı’nın başlattığı bu “barış süreci”nin tiyatro oyununun üç taktik hedefi vardır. Birinci perde: PKK’nin sözde silah bırakma sahnesi ile birlikte SDG’nin meşru bir güç olarak tanıması. İkinci perde: Kandil’deki PKK yönetimini tasfiye edilerek, buradaki silahları ve militanları YPG’ye aktarma, böylece örgütün iki başlı yapısına son vermek üçüncü ve son perde de Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırma perdesidir. Ancak, Küresel güçlerin, onların taşeronluğunu yapan terör örgütlerinin ve onlara şirinlik muskası dağıtan yerli işbirlikçilerin unuttukları bir şey vardır: O da bu millet, tarih boyunca nice ihanet projelerini çöpe attığı gerçeğidir. Son örneği de 15 Temmuz gerçeğidir. Ancak bu topraklarda yaşayan insanlar, kendisine kurulan tuzakları ve o tuzakları kuranları günü geldiği zaman yok etmesini bilir. Birileri hâlâ "PKK ile konuşalım", "barışalım", "kardeşlik diyaloğu kuralım" “terör örgütü ile birlikte ülkeyi yönetelim” diyor. Bunlar, ifade ettiğim gibi bu büyük tiyatro oyununun, BOP’un, birer figüranlarıdır. Bu oyunu bu topraklar üzerinde yaşayan Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı;  Alevi’si, Sünni’si kısaca bu millet görmektedir ve bu oyunu bozacaktır. 

 Binlerce masumun kanına girenlerle pazarlık yapılmaz! Bu, siyasetin konusu olamaz; bu, ahlakın, insanlığın, vicdanın konusudur. Kürt kardeşlerimizle zaten bin yıldır etle tırnak gibiyiz. Çanakkale’de yan yana şehit düştük. Sakarya’da omuz omuza cepheye yürüdük. Gelin görün ki, şimdi birileri bu kardeşliği bozmaya, bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyor. Dış güçlerin desteğiyle beslenen, içerideki iş birlikçileriyle büyüyen bu ihanet örgütünün amacı, Amerika, İngiltere ve İsrail’e hizmet etmektir. PKK’ya methiye düzen, güzelleme yapan, onu “özgürlük savaşçısı” gibi göstermeye çalışan kim varsa, bilsin ki; bu millete en büyük kötülüğü yapmaktadır. Katil sürülerine şirin maske takmak, kurdu kuzuyla tanıtmak gibidir! 

Ey gaflet uykusundakiler! Ey gözünü menfaate kapatıp vatanın varlığını hiçe sayanlar! Sizin pazarlık ettiğiniz şey, bu milletin geleceğidir. Biz, bu topraklar üzerinde yaşayanlar ve bu topraklar için toprağın altında yatanlar olarak buna asla rıza göstermeyiz. Amerika'nın, İsrail’in, Avrupa’nın planlarıyla bu milletin kaderi yazılamaz. Çünkü bu millet, kaderini imanla, kanla, alın teriyle ve tarih boyunca nice bedel ödeyerek kendisi yazmıştır. PKK’yı meşrulaştırmaya çalışanlar bilsinler ki bu millet ne oyuna gelir, ne de ihaneti affeder! Unutmayın ki kardeşlik baki, kalleşlik menfaat odaklıdır. Biz, kardeşliğimizi pazarlık masalarına bırakmayacak kadar büyük bir milletiz ve bu büyük millet; yapılanları, yapılmak istenenleri acımasız öfkeyle değil sabır ve sağduyu ile değerlendirecektir. Unutulmasın ki hainin adı ne olursa olsun, bu milletin vicdanında yargılanmaktan kurtulamayacaktır!  

Burada; “Neden” diye sormayacağım; çünkü nedeni Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, Türk adını ortadan kaldırmaktır ki buna bu topraklar üzerinde yaşayan Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı;  Alevi’si, Sünni’si asla izin vermeyecektir.  

 

Hadi Önal/ 15 Temmuz 2025/ İzmir 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.