Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

POLİS NEREYE KOŞUYOR?

Polis, Yunanca ve Latince’den gelen bir kelimedir. Yunanca ‘Politeia’, Latince ‘Politia’ kelimelerinden türemiştir. İlk olarak site ve şehirleri, şehirdeki devlet ve hükümet faaliyetlerinin yönetimi anlamına gelirdi. Bu anlamda polis sitenin tüm kamu hizmetlerinin karşılığı anlamında kullanıldı. Polis, günümüzde: Kent içinde kamu düzenini, huzur ve güvenliğini sağlayan örgüt anlamına gelmektedir ve iktidarların kolluk gücü görevini görmektedir. Polisin yaşamımızdaki yer alış şekli ise şöyledir: Ülkemizdeki çocuklar yaramazlık yaptıklarında onlara şu söz söylenmektedir: “Polis amca’ya veririm seni“. Bu söz çocuğun yaramazlık yapmaması için kabul görür. Bu sözün arkasında: Çocuğu korkutarak, polisin gücünü kabul ettirmek yatar. Bunla beraber korkutma ve sindirme hikayeleri de anlatılır ve ülkemizde polisin orantısız güç kullanımı bulunmaktadır. YÖK’e karşı yürüyen üniversiteliler ,1 Mayısı Taksim’de kutlamak için gelenler, ölüm oruçlarındaki evlatlarına destek veren Cumartesi Anneleri de polisin olumsuz davranışlarına maruz kalır. Hastane yakınlarında yapılan eylemde göstericilere atılan biber gazı hastanenin bahçesine düşer. Bir Avukat ailesiyle beraber Moda parkında otururken, “kimliklerinizi gösterin diyen polislere kimliklerinizi görebilir miyim" dediği için çesitli yerlerinden yara alır. Cumhuriyet gazetesinin stajyer muhabiri 2005 senesinde İstiklal Caddesin’de kimliğini göstermesini isteyen polislere “Önce siz kimliğinizi gösterin, polis olduğunuzu nereden bilebilirim” dediği için gözaltına alınır. Bir vatandaş da kimliğini soran polisler tarafından dövülür. Bununla da kalınmaz, kış günü kapalı otomobilde genç dur dedim durmadı denilerek kafasına ateş edilir. Mahkemede de kurşun sektiği için gence isabet etti denir. Oğlunun canı için hukuki mücadele veren babanın da başına gelmeyen kalmaz. Antalya’da motosiklet üzerinde aşırı hız yaptıkları; dur ihtarına durmadıkları gerekçesiyle ateş edilir. 18 yaşında genç’in başına kurşun isabet eder. Yine kurşunun sektiği söylenir. Cezaevinde gençler muhalif bir dergiyi sattıkları için işkenceden geçirirler birisini de demirlere başını vurarak öldürürler. Sonrada “kafasını duvarlara vura vura parçaladı" derler. Anımsarsak gözaltında ölen bir gazeteci içinde “duvardan düştü” demişlerdi. Daha sonra bir restorana polis kılığında gelen iki adam bir kadını sürekleyerek ordan çıkarır. Oradaki insanlarda bu olayı izler. Neden mi? çocukluktan itibaren verilen polis korkusu su yüzüne çıkmıştır da onun için. Bir diğer noktada toplumsal refleks olarak polisin bu şekilde davranmasının normal bulunmasıdır. İktidarların ve polisin alması gereken ders: Bu tip olayları tekrarlamamaktır. Yapılan yanlışları savunmamaktır. Çalışma saatlerini verimli olacak şekilde düzenlemektir. Hukukun işlemesine katkıda bulunmaktır. Bu tip olayların çözümünde halkın vereceği tepkinin de önemini göz ardı etmemektir.  
Ekleme Tarihi: 21 Nisan 2021 - Çarşamba

POLİS NEREYE KOŞUYOR?

Polis, Yunanca ve Latince’den gelen bir kelimedir. Yunanca ‘Politeia’, Latince ‘Politia’ kelimelerinden türemiştir. İlk olarak site ve şehirleri, şehirdeki devlet ve hükümet faaliyetlerinin yönetimi anlamına gelirdi. Bu anlamda polis sitenin tüm kamu hizmetlerinin karşılığı anlamında kullanıldı. Polis, günümüzde: Kent içinde kamu düzenini, huzur ve güvenliğini sağlayan örgüt anlamına gelmektedir ve iktidarların kolluk gücü görevini görmektedir.

Polisin yaşamımızdaki yer alış şekli ise şöyledir: Ülkemizdeki çocuklar yaramazlık yaptıklarında onlara şu söz söylenmektedir: “Polis amca’ya veririm seni“. Bu söz çocuğun yaramazlık yapmaması için kabul görür. Bu sözün arkasında: Çocuğu korkutarak, polisin gücünü kabul ettirmek yatar. Bunla beraber korkutma ve sindirme hikayeleri de anlatılır ve ülkemizde polisin orantısız güç kullanımı bulunmaktadır.

YÖK’e karşı yürüyen üniversiteliler ,1 Mayısı Taksim’de kutlamak için gelenler, ölüm oruçlarındaki evlatlarına destek veren Cumartesi Anneleri de polisin olumsuz davranışlarına maruz kalır. Hastane yakınlarında yapılan eylemde göstericilere atılan biber gazı hastanenin bahçesine düşer.

Bir Avukat ailesiyle beraber Moda parkında otururken, “kimliklerinizi gösterin diyen polislere kimliklerinizi görebilir miyim" dediği için çesitli yerlerinden yara alır. Cumhuriyet gazetesinin stajyer muhabiri 2005 senesinde İstiklal Caddesin’de kimliğini göstermesini isteyen polislere “Önce siz kimliğinizi gösterin, polis olduğunuzu nereden bilebilirim” dediği için gözaltına alınır. Bir vatandaş da kimliğini soran polisler tarafından dövülür.

Bununla da kalınmaz, kış günü kapalı otomobilde genç dur dedim durmadı denilerek kafasına ateş edilir. Mahkemede de kurşun sektiği için gence isabet etti denir. Oğlunun canı için hukuki mücadele veren babanın da başına gelmeyen kalmaz. Antalya’da motosiklet üzerinde aşırı hız yaptıkları; dur ihtarına durmadıkları gerekçesiyle ateş edilir. 18 yaşında genç’in başına kurşun isabet eder. Yine kurşunun sektiği söylenir.

Cezaevinde gençler muhalif bir dergiyi sattıkları için işkenceden geçirirler birisini de demirlere başını vurarak öldürürler. Sonrada “kafasını duvarlara vura vura parçaladı" derler. Anımsarsak gözaltında ölen bir gazeteci içinde “duvardan düştü” demişlerdi.

Daha sonra bir restorana polis kılığında gelen iki adam bir kadını sürekleyerek ordan çıkarır. Oradaki insanlarda bu olayı izler. Neden mi? çocukluktan itibaren verilen polis korkusu su yüzüne çıkmıştır da onun için. Bir diğer noktada toplumsal refleks olarak polisin bu şekilde davranmasının normal bulunmasıdır.

İktidarların ve polisin alması gereken ders: Bu tip olayları tekrarlamamaktır. Yapılan yanlışları savunmamaktır. Çalışma saatlerini verimli olacak şekilde düzenlemektir. Hukukun işlemesine katkıda bulunmaktır. Bu tip olayların çözümünde halkın vereceği tepkinin de önemini göz ardı etmemektir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

11
Mayıs
28
Nisan
11
Nisan
19
Mart
08
Mart
22
Ocak
07
Ocak
05
Aralık
01
Aralık
24
Kasım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.