Kalemşah yazıyor... "Tefenni’nin Yüreğinden Akan Sessizlik: Kocapınar"
Kalemşah yazıyor... "Tefenni’nin Yüreğinden Akan Sessizlik: Kocapınar"
Kocapınar sussada Ama biz hâlâ onu içimizde duyuyoruz.
KOCAPINAR: BİR ZAMANLAR AKAR GİBİ
İnsan hayatının en vazgeçilmez unsurudur su. Cogu kez yaşam alanları büyük pınarların, akan suların yakınlarına kurulmuştur. Eskiden evlerde musluklardan su akmadığı zamanlarda bu pınarlardan sular eşeklerle, kovalarla, bakır güğümlerle taşınırdı. O suyla kimi zaman sıcacık bir aş pişerdi, kimi zaman demli bir çay olurdu insanın içini ısıtan. Hele ki akar suların bulunduğu yerlerde hayratlıklar kurulurdu; kazanlarda kaynayan küllü sular, günlük giyilen kıyafetlerin yıkanmasında kullanılırdı. Bugün sözünü edeceğimiz yer işte böyle kutsal bir mekân: Tefenni’nin can damarlarından biri olan Kocapınar.
Tefenni’nin tarihçesinde Haraplanlı’dan Kocapınar çevresine göç eden insanların kurduğu ilk yerleşimlerden bahsedilir. Kocapınar’ın çevresine bakıldığında hâlâ zamana direnen birkaç eski cumbalı konak, o dönemin ruhunu fısıldar gibi durur. 210 yıl önce Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Camii Kebir (Koca Cami) bu bölgenin yerleşim merkezi olduğunu destekler niteliktedir.
Kocapınar Suyu, Tefennililerin yaşam kaynağıydı. Evlerde çeşme yokken halk suyunu buradan karşılar, buradan açılan üç ayrı hatla Orta Cami’nin oradaki Çukurpınar’a su aktarılırdı. “Çukurpınar” ismi bile Kocapınar’ın seviyesine ulaşmak için kazılan çukurdan gelir. Merdivenle inilip taş oluklardan su alınırdı. Bu halkın suya olan saygısının, emeğinin ve kültürünün izidir.
Yine o dönemde Hanım Pınarı adı verilen bir başka su kaynağı da Nuri Akalın’ın evinin civarındaydı. Yerini bilenler hâlâ anlatır. Bir başka hat ise inşaat kazılarında ortaya çıkan büzlerle belgelenmiş ancak tam yeri tespit edilememiştir. Bu su yolları, Tefenni’nin hem tarihi belleğinde hem de kültürel ruhunda derin izler bırakmıştır.
Kocapınar Parkı, 1930’lu yıllardan itibaren halkın buluşma noktası olmuş, koca çınarların gölgesinde nice sohbetler edilmiş, nice devlet adamı bu gölgelikte ağırlanmıştır. Başbakan Süleyman Demirel’den Alparslan Türkeş’e, Hüsamettin Cindoruk’tan Bülent Ecevit’e pek çok isim bu mekânda ağırlanmıştır.
Ama bu yer sadece siyasetin değil, halkın duygularının da yuvasıydı. Kimbilir hangi gelin kızlar kovalarla su doldurdu, çınarların gölgesinde su taşırlarken hangi dertler dillendirildi, hangi dedikodular edildi? Belki bir oğlan yavuklusunu görebilmek için yolunu suya düşürdü. Bir şair, çayını yudumlarken şiirini yazdı. Bu pınar, sadece bir su kaynağı değil, bir kültür damarıydı.
1991-1994 yıllarında bir öğrenci olarak defalarca gittim o suyun başına. Her yudum çayında ilham aldım, her Temmuz havasında huzur buldum. Yıllar sonra okul arkadaşlarımızla bir araya gelip o günleri yeniden yaşamak istediğimizde bile Kocapınar’ın hüzünlü bakışlarını hisseder gibiydik. Çınarların altındaki sohbetler onsuz yapılıyor artık.
Kocapınar susmuştu… Ama biz hâlâ onu içimizde duyuyoruz.
Ben, bir halk şairi olarak, kelamın yüreğe değdiği yerden ona dokunmak, ona bir şiir bırakmak istedim:
Kaynak Kişi : Ahmet Korkmaz
KOCAPINAR’A ÖYLECE BAKTIM
Pınarın başında doldurdum suyu,
Çınarın gölgesi serin ve koyu
Masamda içerken bir bardak çayı
Derin derin baktım Kocapınar’da
Tarihler canlandı gözümde birden
Fısıltılar geliyordu her yerden
Su başında sohbetler halden dertten
Mazisine daldım Kocapınar’da
Nice sevda ateşi yandı belki
Bir oğlan geldi gizlice sanki
Namesinden süzülen bir kelam ki
Düşündüm de güldüm Kocapınar’da
Yıllar geldi geçti, o günden beri
Kurudu pınarın güzel gözleri
Kelama alırken şimdi sözleri
Hüzünlere geldim Kocapınar’da
Çınar altında sohbetler olsa da
Sessizce masama çaylar gelse de
Mazinin izleri karşımda dursa da
Özlemiyle yandım Kocapınar’da
Kocapınar susmuş, içim yanıyor
Bir buruk hüzün derinden kanıyor
Belki toprak altında yol arıyor
Şimdi akar sandım Kocapınar’da
21.05.2025
Hüseyin Yıldız (Kalemşah)
Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.