Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

KUTUPLAŞMA

Sözlüğümüze göre: Kutuplaşma ‘birbirine karşıt gruplara ayrılmak’ demektir. İki karşıt uçta yoğunlaşmadır. Fikir,düşünce,nesnelerin zıt yönde hareket ederek uzaklaşmasıdır. Kutuplaşma, bir itiştir, mıknatıs görevi görür. Negatif iyonların yüklenmesini getirir insana. Elde kalan iki uçtur. Bu uçlar arasında sınır katıdır. Birinden diğerine geçiş olanaksızdır. ‘Kireçlenmeye benzeyen bir durum ortaya çıkar. Ve insanların birbirinden kopmasıdır. Öteye itilmesidir. Bitmek bilmeyen bir tehdit algılaması üzerine kurulu, sürekli yokedilme korkusu yaşayan görüş yer alır. Mesela, iki inatçı koçun çarpışmak üzere birbirinden uzaklaşması, kutuplaşmaya verilebilecek en güzel örneklerdendir. İki koç, birbirinden öyle uzaklaşırlar ki, zannedilir ki birbirlerine küstüler ve gidiyorlar, hâlbuki yalnızca birbirlerine yapacakları vuruşun şiddetini artırmak için birbirlerinden uzaklaşmaktadırlar. Tarih boyunca da kutuplaşmalar her daim yaşanmıştır. Siyasi,etnik,dini,mezhepsel, gelir eşitsizliği, ekonomik ve toplumsal koşullar, eğitim düzeyine de kapsar. Ortaklaşma zemininden uzaklaşmayı ve zihinsel olarak ayrışmayı içeren bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Diğer insanlara yani karşıt durumda olanlara güvenmemek onlardan zarar geleceğine inanmak duygusu yer alır. Bir öteki yaratarak, polemiklerle toplumu ayrıştırmaktır. Seçmenin korkularla elde tutulması ve tarafın belirlenmesidir. Kendi varlığını koruyabilmek için karşı tarafı kötüleştiren, empati duygusunu kemiren bir olgudur. Toplumda yarılmayı çatışma iklimini getirerek dili yüreği de esir almaktadır. Baskıyı da beraberinde getirir. Kutuplaşma her doğruyu kendi tarafında, her yanlışı da karşı tarafta aramaya zorlamaktadır. Bu süreçte insanların kendi kuytusuna çekilmesi vardır. Gerilimi, kaosu, karmaşayı, belirsizliği kapsamaktadır. Ne o liderin ne de diğer liderin söylemleri karşı tarafa ulaşmaz. Resmin bütünü görülmez. Mağduriyetlerden ötürü kendisini üstün görme yer alır. Yabancılara karşı da olumsuz görüşleri de güçlendirir. Aynı zamanda toplumda azınlıklar,mülteciler ve diğer marjinalize gruplara yönelik tahammülsüzlüğü de getirir. Uygun olmayan ajitasyon dilini ortaya çıkarır . Süreçleri anlamak, eleştiriyi doğru yerden kurmaya çalışma yer almaz. Önceden var olan önyargılar, kalıplar ve klişeler pekişerek, yenileri de eklenmektedir. Yüzeysel konuşmalar da yapılarak, genelleyerek , istisnaları örnek gösterilir.Akıldan uzaklaşarak güdülerle davranılmasıdır . Yönlendirilmeye açık olma durumudur. Taraflar arasında sosyal mesafe, hoşgörüsüzlük,ahlaki üstünlükte yer almaktadır. Bizden olanlar ve olmayanların söylemini de içine alır. Hangi tarafa yarar,hangi tarafa zarar verir?soruları ön plana çıkar.Eğer bizdense ihalelere fesat karıştırabilir, yolsuzluk yapabilir,rüşvet de alabiliri getirir. Fakat bizden olmayanların iyi bir şey yapamaz anlayışı da yer alır. Çünkü kutuplaşmış ortamlarda her olay iki grup arasında bir rekabet aracı haline gelmektedir. Kanaat önderleri pozisyonlarını belirledikten sonra diğerleri de aynı tavrı benimsemektedirler. Mantık,liyakat gibi kavramlar yer almaz. Çözüm kendi kutbunun liderinde aranmaktadır. Kutuplaşma yargıya olan güveni de etkilemektedir. Medyadaki çeşitliliğin kaybolmasını getirmektedir. Demokrasinin temel dayanağı olan ve kontrolü ve dengeyi sağlayan kurumlar da hoş karşılanmaz. Kutuplaştırıcı siyaset, siyaseti kazan-kaybet temelinde yapılandırır. ortak ‘’biz’’e ulaşmayı zorlaştırarak, Bir yere varılmamayı getirir. Gerçek toplumsal hayatta beraber kazanmak mümkündür. Kutuplaşmaya karşı yapılması gerekenler: Taraflar arasında diyolog yaratılmalıdır. Geçmişle yüzleşmek çok önemli bir yol açmadır. Farklılıklar birbiriyle temas halinde olmalıdır. Şiddet dili yüksek perdeden ve 'ama'sız rededilmelidir. Kutuplaşmayla değil dayanışmayla hareket edilmelidir. İnsanların amacı çalıştıkları yerde, aile de ,arkadaş ortamında, ortak yarar mutluluk yaratacak düşünceler ve ilişkiler geliştirilmelidir. Sanat etkinliklerine önem verilmelidir. Hak ve özgürlüklere çoğulcu yaklaşan, özgürlüğe ötekine karşı sorumluluk ilkesiyle bakabilen, özgürlüğün ve sınırlarının hukuken güvence altına alınan bir görüşle yaklaşılmalıdır. Ötekileştirmenin önüne geçilmelidir. Kutuplaşma yerine ortak çıkarları görerek hareket edilmelidir. Ortak çıkarları geliştirerek ulusal huzuru, toplumların mutluluğunu artırmalıdır. Kolektif bilinç tüme yayılmalıdır.Ortak dünyalar inşa edilmelidir. Empati yapabilme, tartışma, müzakere önemsenmelidir. Toplumda bize aykırı düşünce, duygu ve davranışların bulunması yanlış ve tehlikeli değil, faydalı ve gereklidir. Gökkuşağının tüm renklerinin bir arada olması gibidir. Sosyal bütünleşmeyi gerçekleştirerek tam anlamıyla demokrasi kültürü yerleşmelidir…  
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2022 - Salı

KUTUPLAŞMA

Sözlüğümüze göre: Kutuplaşma ‘birbirine karşıt gruplara ayrılmak’ demektir. İki karşıt uçta yoğunlaşmadır. Fikir,düşünce,nesnelerin zıt yönde hareket ederek uzaklaşmasıdır. Kutuplaşma, bir itiştir, mıknatıs görevi görür. Negatif iyonların yüklenmesini getirir insana. Elde kalan iki uçtur. Bu uçlar arasında sınır katıdır. Birinden diğerine geçiş olanaksızdır. ‘Kireçlenmeye benzeyen bir durum ortaya çıkar. Ve insanların birbirinden kopmasıdır. Öteye itilmesidir.

Bitmek bilmeyen bir tehdit algılaması üzerine kurulu, sürekli yokedilme korkusu yaşayan görüş yer alır. Mesela, iki inatçı koçun çarpışmak üzere birbirinden uzaklaşması, kutuplaşmaya verilebilecek en güzel örneklerdendir. İki koç, birbirinden öyle uzaklaşırlar ki, zannedilir ki birbirlerine küstüler ve gidiyorlar, hâlbuki yalnızca birbirlerine yapacakları vuruşun şiddetini artırmak için birbirlerinden uzaklaşmaktadırlar.

Tarih boyunca da kutuplaşmalar her daim yaşanmıştır. Siyasi,etnik,dini,mezhepsel, gelir eşitsizliği, ekonomik ve toplumsal koşullar, eğitim düzeyine de kapsar. Ortaklaşma zemininden uzaklaşmayı ve zihinsel olarak ayrışmayı içeren bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Diğer insanlara yani karşıt durumda olanlara güvenmemek onlardan zarar geleceğine inanmak duygusu yer alır. Bir öteki yaratarak, polemiklerle toplumu ayrıştırmaktır. Seçmenin korkularla elde tutulması ve tarafın belirlenmesidir. Kendi varlığını koruyabilmek için karşı tarafı kötüleştiren, empati duygusunu kemiren bir olgudur.

Toplumda yarılmayı çatışma iklimini getirerek dili yüreği de esir almaktadır. Baskıyı da beraberinde getirir. Kutuplaşma her doğruyu kendi tarafında, her yanlışı da karşı tarafta aramaya zorlamaktadır. Bu süreçte insanların kendi kuytusuna çekilmesi vardır. Gerilimi, kaosu, karmaşayı, belirsizliği kapsamaktadır. Ne o liderin ne de diğer liderin söylemleri karşı tarafa ulaşmaz. Resmin bütünü görülmez. Mağduriyetlerden ötürü kendisini üstün görme yer alır.

Yabancılara karşı da olumsuz görüşleri de güçlendirir. Aynı zamanda toplumda azınlıklar,mülteciler ve diğer marjinalize gruplara yönelik tahammülsüzlüğü de getirir. Uygun olmayan ajitasyon dilini ortaya çıkarır . Süreçleri anlamak, eleştiriyi doğru yerden kurmaya çalışma yer almaz.

Önceden var olan önyargılar, kalıplar ve klişeler pekişerek, yenileri de eklenmektedir. Yüzeysel konuşmalar da yapılarak, genelleyerek , istisnaları örnek gösterilir.Akıldan uzaklaşarak güdülerle davranılmasıdır . Yönlendirilmeye açık olma durumudur.

Taraflar arasında sosyal mesafe, hoşgörüsüzlük,ahlaki üstünlükte yer almaktadır. Bizden olanlar ve olmayanların söylemini de içine alır. Hangi tarafa yarar,hangi tarafa zarar verir?soruları ön plana çıkar.Eğer bizdense ihalelere fesat karıştırabilir, yolsuzluk yapabilir,rüşvet de alabiliri getirir.

Fakat bizden olmayanların iyi bir şey yapamaz anlayışı da yer alır. Çünkü kutuplaşmış ortamlarda her olay iki grup arasında bir rekabet aracı haline gelmektedir. Kanaat önderleri pozisyonlarını belirledikten sonra diğerleri de aynı tavrı benimsemektedirler.

Mantık,liyakat gibi kavramlar yer almaz. Çözüm kendi kutbunun liderinde aranmaktadır. Kutuplaşma yargıya olan güveni de etkilemektedir. Medyadaki çeşitliliğin kaybolmasını getirmektedir. Demokrasinin temel dayanağı olan ve kontrolü ve dengeyi sağlayan kurumlar da hoş karşılanmaz.

Kutuplaştırıcı siyaset, siyaseti kazan-kaybet temelinde yapılandırır. ortak ‘’biz’’e ulaşmayı zorlaştırarak, Bir yere varılmamayı getirir. Gerçek toplumsal hayatta beraber kazanmak mümkündür.

Kutuplaşmaya karşı yapılması gerekenler: Taraflar arasında diyolog yaratılmalıdır. Geçmişle yüzleşmek çok önemli bir yol açmadır. Farklılıklar birbiriyle temas halinde olmalıdır. Şiddet dili yüksek perdeden ve 'ama'sız rededilmelidir.

Kutuplaşmayla değil dayanışmayla hareket edilmelidir. İnsanların amacı çalıştıkları yerde, aile de ,arkadaş ortamında, ortak yarar mutluluk yaratacak düşünceler ve ilişkiler geliştirilmelidir. Sanat etkinliklerine önem verilmelidir.

Hak ve özgürlüklere çoğulcu yaklaşan, özgürlüğe ötekine karşı sorumluluk ilkesiyle bakabilen, özgürlüğün ve sınırlarının hukuken güvence altına alınan bir görüşle yaklaşılmalıdır. Ötekileştirmenin önüne geçilmelidir.

Kutuplaşma yerine ortak çıkarları görerek hareket edilmelidir. Ortak çıkarları geliştirerek ulusal huzuru, toplumların mutluluğunu artırmalıdır. Kolektif bilinç tüme yayılmalıdır.Ortak dünyalar inşa edilmelidir.

Empati yapabilme, tartışma, müzakere önemsenmelidir. Toplumda bize aykırı düşünce, duygu ve davranışların bulunması yanlış ve tehlikeli değil, faydalı ve gereklidir. Gökkuşağının tüm renklerinin bir arada olması gibidir. Sosyal bütünleşmeyi gerçekleştirerek tam anlamıyla demokrasi kültürü yerleşmelidir…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

11
Mayıs
28
Nisan
11
Nisan
19
Mart
08
Mart
22
Ocak
07
Ocak
05
Aralık
01
Aralık
24
Kasım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.