Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

LAİKLİĞİN GETİRİSİ

Dilimize Fransızcadan geçen laik sözcüğü Yunanca ``Laikostan” gelmektedir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet, din hürriyetine sahip olmalarını içermektedir. Tek dine sahip olan ülkelerde mezhepler arasındaki çatışmayı önleyebilmektedir.   Laiklik, toplumları dinlerin baskıcı tutumlarına karşı koruyarak inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmayı ya da suclanmayı engellemektedir. Laiklik aydınlığı temsil ederken tersi karanlığı getirmektedir. Fanatik zihniyetten geri duruşun da bir adıdır.     Dini seçme özgürlüğünü  içine alır ve her hangi bir dini seçmeme hakkını  da sağlar. Dini inançları ön plana çıkartarak siyaset yapmaya karşı çıkar.   Dinin siyasetin icinde  olmasını reddetmektedir…Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Bir kişi bile olsa inancın sigortasıdır.   Kişilerin hür iradelerini yok sayan katı kurallara karşı duruşu getirir. Toplum içinde duvarlar örmez insanların tümünü kucaklayan unsurdur.   İnsanların birlikte yaşamasını  kolaylaştırmaktadır. Dinin  kamusal alandan çıkarak bireysel alanda yer almasıdır.   Kişinin kendisini bilinçli ya da bilinçsiz davranışını değiştirmeye zorlamamasıdır ve  özgür iradeyi korumaktadır.       Sokaklarda yürürken  huzuru beraberinde getirir. Kimsenin kimseyi inancından ötürü  dışlamamasını getirmektedir.   Ölü insanların  vinçlerde sallanmamasıdır. İnancı yüzünden insanın öldürülmesini engellemektedir.   Dinsizlik anlamına gelmemektedir. İnancın kişi ile  tanrı arasında gerçekleştiğini savunmaktadır. Kişilerin dini  yaşam biçimlerine saygılı olmasını getirmektedir.   Hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlüğü barındırmamaktadır… Halkın inançlarının siyaset ve devlet işlerine alet edilmesine karşıdır. Dinin menfaatlere göre kullanılmasını kabul  etmez.   Kişilerin dini yaşam biçimlerine saygıyı beraberinde getirmektedir.İnsanın seçim yapma hakkına sahip olmasını sağlamaktadır.   İlerleme ve bilimden yana olmayı getirmektedir.Devletin dini esaslara  göre taraf olmaması ve tüm inançlara eşit mesafede yaklaşılmasıdır. Aynı zamanda baskıyı engellemektedir.  Kişilerin seçtiği  dinlere  müdahale etmemesidir.   Eşitçe yasamın şifresini sunmaktadır.  Bir erkeğin  dört eşinden biri olmayı engellemektedir.   Aklı  ön plana alarak, bilimin, dinden, aklın inançtan bağımsızlaşmasıdır. Sanata önem vermeyi getirmektedir.           Laiklik, yalnızca dine saygının gereği değildir. Demokratik düzenin temel taşı ve toplumsal kalkınmanın ön ayağıdır. Yurttaş olmanın koşulunu sunmaktadır laiklik. Hümanizmin, daha güzel, daha adil bir dünya arayışının savunulmasıdır.   Bektaşi fıkrasını anımsarsak: Baba Erenlere sormuşlar: “Laik misin?”- Allah layığını versin! O nasıl soru öyle.   Laiklik şeriatın karanlığına karşı  yakılan en büyük meşaledir.Dinsel , emek sömürüsüyle ve kula kulluk dinin panzeridir.   İnsanın zihnin kapatılmasının dünyasının  karartılmasının aklı kullanmaktan vazgeçişi engelleyen bariyerdir laiklik.   Emekçi halka güvencesizleşmeyi, kader-fitrat olarak ölüm öneren anlayış karşısında laiklik ve laik eğitim isteği  halkçı bir karakter ve yurttaşlık bilincinin kazanımını ortaya çıkarmıştır. Ortaklaşabilme zemini olarak, birleşik mücadele imkanı sunmaktadır. İş cinayetleri,”kader, fıtrat denilerek aklanmaya çalışılmaktadır. Çalışanlarında sendikalaşması,  grev yapması “günah  denilerek bastırılmaktadır.   Bunların önündeki en büyük engelse laikliktir. Eşit hakların , eşit yurttaşlığın varoluşudur. Aydınlanmanın sonucu ve onun bir parçasıdır.   Laik bir sistemde din yok sayılmamaktadır. İnanmak kadar inanmamayı da bir hak olarak görür. Hiç bir inanca karşı ayrımcılık yapılmamasını savunmaktadır.   Topluma hizmetle sorumlu kamusal kurumlar hiç bir şekilde dinsel referanslardan etkilenmemektedir.Laik bir devlet, hiç bir dine veya felsefi inanca öncelik tanımamaktadır.   Din, devlet, siyaset, hukuk,ve eğitim işlerinin ayrılmasıdır. Özgür düşüncenin de serbest bırakılmasını getirmektedir. Kişiler  üzerindeki din baskasını engellemektedir. Dine  karşı değildir. Din devletine karşıdır.    Kadının da, her türlü maddi-manevi prangalarından kurtulmasını sağlayan   aydınlanma rehberidir. İnsanı kul olmaktan çıkararak birey yapan unsurdur laiklik.   Orta çağ dogmatizmini yıkan aklın öncülüğüyle, bilim aydınlığıyla gelişen uygar yaşam biçimidir.   Sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş düzenleyicisidir. Hiç kimsenin dini inancına karışılmamayı ve herkesin inancına saygı duyulmasını getirmektedir.   Her kişi  kendi özgür iradesi ile seçtiği dinin  şartlarını yerine getirip getirmemek kendisinin sorumluluğundadır.   Sahte dindarlıkla ve büyücülükle mücadele kapısını açmaktadır. Laiklikliğin noksanlığında baskı, dayatma, zulüm ve karanlık gün yüzüne  çıkmaktadır.   Laik devlette, yönetenlerin yönetme yetkisinin kaynağının tanrı ve din olmadığı devlettir.Her türlü inanca yönelik saldırıyı engelleyebilmelidir.             Laiklik sadece felsefi ideolojik bir kavram değildir. Hayata gecirilen uygulamaları olan bir ilkedir.   İnsan düşüncesinin, fikrinin ön yargılardan, bilime  aykırı safsatalardan,dogmalardan  bağnazlıktan arındırılmasını getirmektedir.   Çok yönlü fikirler rahatça tartışalabilmektedir…Dini tamamen insanla  tanrı arasında olan bir konu olarak görmektedir   Bilim egemen kafalı ve  eleştirel akla sahip toplumun oluşturulmasına katkı sunmaktadır.Gerçek bir laiklik uygulaması ancak ve ancak Demokratik Halk İktidarında mümkün olacaktır.      
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2016 - Cuma

LAİKLİĞİN GETİRİSİ

Dilimize Fransızcadan geçen laik sözcüğü Yunanca ``Laikostan” gelmektedir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet, din hürriyetine sahip olmalarını içermektedir. Tek dine sahip olan ülkelerde mezhepler arasındaki çatışmayı önleyebilmektedir.

 

Laiklik, toplumları dinlerin baskıcı tutumlarına karşı koruyarak inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmayı ya da suclanmayı engellemektedir. Laiklik aydınlığı temsil ederken tersi karanlığı getirmektedir. Fanatik zihniyetten geri duruşun da bir adıdır.  

 

Dini seçme özgürlüğünü  içine alır ve her hangi bir dini seçmeme hakkını  da sağlar. Dini inançları ön plana çıkartarak siyaset yapmaya karşı çıkar.

 

Dinin siyasetin icinde  olmasını reddetmektedir…Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Bir kişi bile olsa inancın sigortasıdır.

 

Kişilerin hür iradelerini yok sayan katı kurallara karşı duruşu getirir. Toplum içinde duvarlar örmez insanların tümünü kucaklayan unsurdur.

 

İnsanların birlikte yaşamasını  kolaylaştırmaktadır. Dinin  kamusal alandan çıkarak bireysel alanda yer almasıdır.

 

Kişinin kendisini bilinçli ya da bilinçsiz davranışını değiştirmeye zorlamamasıdır ve  özgür iradeyi korumaktadır.

 

 

 

Sokaklarda yürürken  huzuru beraberinde getirir. Kimsenin kimseyi inancından ötürü  dışlamamasını getirmektedir.

 

Ölü insanların  vinçlerde sallanmamasıdır. İnancı yüzünden insanın öldürülmesini engellemektedir.

 

Dinsizlik anlamına gelmemektedir. İnancın kişi ile  tanrı arasında gerçekleştiğini savunmaktadır. Kişilerin dini  yaşam biçimlerine saygılı olmasını getirmektedir.

 

Hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlüğü barındırmamaktadır… Halkın inançlarının siyaset ve devlet işlerine alet edilmesine karşıdır. Dinin menfaatlere göre kullanılmasını kabul  etmez.

 

Kişilerin dini yaşam biçimlerine saygıyı beraberinde getirmektedir.İnsanın seçim yapma hakkına sahip olmasını sağlamaktadır.

 

İlerleme ve bilimden yana olmayı getirmektedir.Devletin dini esaslara  göre taraf olmaması ve tüm inançlara eşit mesafede yaklaşılmasıdır. Aynı zamanda baskıyı engellemektedir.  Kişilerin seçtiği  dinlere  müdahale etmemesidir.

 

Eşitçe yasamın şifresini sunmaktadır.  Bir erkeğin  dört eşinden biri olmayı engellemektedir.

 

Aklı  ön plana alarak, bilimin, dinden, aklın inançtan bağımsızlaşmasıdır. Sanata önem vermeyi getirmektedir.

 

 

 

 

 

Laiklik, yalnızca dine saygının gereği değildir. Demokratik düzenin temel taşı ve toplumsal kalkınmanın ön ayağıdır. Yurttaş olmanın koşulunu sunmaktadır laiklik. Hümanizmin, daha güzel, daha adil bir dünya arayışının savunulmasıdır.

 

Bektaşi fıkrasını anımsarsak: Baba Erenlere sormuşlar: “Laik misin?”- Allah layığını versin! O nasıl soru öyle.

 

Laiklik şeriatın karanlığına karşı  yakılan en büyük meşaledir.Dinsel , emek sömürüsüyle ve kula kulluk dinin panzeridir.

 

İnsanın zihnin kapatılmasının dünyasının  karartılmasının aklı kullanmaktan vazgeçişi engelleyen bariyerdir laiklik.

 

Emekçi halka güvencesizleşmeyi, kader-fitrat olarak ölüm öneren anlayış karşısında laiklik ve laik eğitim isteği  halkçı bir karakter ve yurttaşlık bilincinin kazanımını ortaya çıkarmıştır.

Ortaklaşabilme zemini olarak, birleşik mücadele imkanı sunmaktadır. İş cinayetleri,”kader, fıtrat denilerek aklanmaya çalışılmaktadır. Çalışanlarında sendikalaşması,  grev yapması “günah  denilerek bastırılmaktadır.

 

Bunların önündeki en büyük engelse laikliktir. Eşit hakların , eşit yurttaşlığın varoluşudur. Aydınlanmanın sonucu ve onun bir parçasıdır.

 

Laik bir sistemde din yok sayılmamaktadır. İnanmak kadar inanmamayı da bir hak olarak görür. Hiç bir inanca karşı ayrımcılık yapılmamasını savunmaktadır.

 

Topluma hizmetle sorumlu kamusal kurumlar hiç bir şekilde dinsel referanslardan etkilenmemektedir.Laik bir devlet, hiç bir dine veya felsefi inanca öncelik tanımamaktadır.

 

Din, devlet, siyaset, hukuk,ve eğitim işlerinin ayrılmasıdır. Özgür düşüncenin de serbest bırakılmasını getirmektedir. Kişiler  üzerindeki din baskasını engellemektedir. Dine  karşı değildir. Din devletine karşıdır. 

 

Kadının da, her türlü maddi-manevi prangalarından kurtulmasını sağlayan   aydınlanma rehberidir. İnsanı kul olmaktan çıkararak birey yapan unsurdur laiklik.

 

Orta çağ dogmatizmini yıkan aklın öncülüğüyle, bilim aydınlığıyla gelişen uygar yaşam biçimidir.

 

Sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş düzenleyicisidir. Hiç kimsenin dini inancına karışılmamayı ve herkesin inancına saygı duyulmasını getirmektedir.

 

Her kişi  kendi özgür iradesi ile seçtiği dinin  şartlarını yerine getirip getirmemek kendisinin sorumluluğundadır.

 

Sahte dindarlıkla ve büyücülükle mücadele kapısını açmaktadır. Laiklikliğin noksanlığında baskı, dayatma, zulüm ve karanlık gün yüzüne  çıkmaktadır.

 

Laik devlette, yönetenlerin yönetme yetkisinin kaynağının tanrı ve din olmadığı devlettir.Her türlü inanca yönelik saldırıyı engelleyebilmelidir.

 

 

 

 

 

 

Laiklik sadece felsefi ideolojik bir kavram değildir. Hayata gecirilen uygulamaları olan bir ilkedir.

 

İnsan düşüncesinin, fikrinin ön yargılardan, bilime  aykırı safsatalardan,dogmalardan  bağnazlıktan arındırılmasını getirmektedir.

 

Çok yönlü fikirler rahatça tartışalabilmektedir…Dini tamamen insanla  tanrı arasında olan bir konu olarak görmektedir

 

Bilim egemen kafalı ve  eleştirel akla sahip toplumun oluşturulmasına katkı sunmaktadır.Gerçek bir laiklik uygulaması ancak ve ancak Demokratik Halk İktidarında mümkün olacaktır.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

11
Mayıs
28
Nisan
11
Nisan
19
Mart
08
Mart
22
Ocak
07
Ocak
05
Aralık
01
Aralık
24
Kasım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.